Sağlık çalışanları Covid-19 pandemisinde insanüstü bir çaba içinde olmalarına karşın hala şiddete maruz kalıyorlar. Hekim Hakları Platformu Başkanı Prof. Dr. Adem Akçakaya, “Hekimler olarak bu hassas dönemde bile bu sorunla yaşamaya devam ettiğimiz için çok üzülüyoruz. Ailelerimizi kucaklamadan geçen bayramların ve bunca fedakarlığın karşılığında hem halkımızdan hem de yöneticilerimizden takdir ve kıymet beklerken hala şiddete maruz kalıyor olmamız motivasyonumuzu ve moralimizi bozuyor” diyerek devam ediyor:

SAĞLIKTA ŞİDDETİN ARTMA NEDENLERİ

“Sağlıkta şiddetin artmasına yönelik yaptığımız çalışmalarda tespit ettiğimiz bazı nedenler var. Bu çalışmalarımızı yetkililere ve bakanlığımıza ilettik. Bakanlığın da desteği ile Nisan 2020’de yeni düzenlemeler yapılıp cezalar kısmen artırılsa da şiddetin önlenemediğini gördük. Ortaya çıkan tablo, kadınlara, hayvanlara ve çalışanlara uygulanan şiddeti kanıksadığımızı gösteriyor. Çalışan kesimde en çok biz sağlık çalışanlarının şiddete maruz kaldığına şüphe yok.”

HEKİMLERİN YÜZDE 70’İ ŞİDDETE MARUZ KALIYOR

Geçen yıl yapılan bir çalışmada ortaya çıkan, sağlık çalışanlarının yüzde 67’sinin şiddete maruz kaldığı gerçeğine dikkat çeken Prof. Dr. Adem Akçakaya, “Uzun yıllardır süren yöneticilik tecrübem, günümüzde şiddete maruz kalmanın ve şiddetin boyutunun arttığını gösteriyor. Kendi yaptığımız bir başka çalışmada da hekimlerin yüzde 70’ inin şiddete uğradığını tespit ettik” diyor ve devam ediyor:

HER GÜN 30 SAĞLIK ÇALIŞANINA ŞİDDET

“Şiddete maruz kalanlar için, ‘ALO 113 Beyaz Kod’ uygulaması bulunuyor. Buraya 2012 - 2019 yılları arasında 91 bin 355 şiddet vakası bildirilmiş. Bu, ‘Her gün 30 sağlık çalışanı şiddete uğruyor’ demek.” Her şiddet olayında beyaz kod verilmediğine dikkat çeken Akçakaya, “Bu, şiddetin boyutunun çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Bir çalışmada sağlıkta şiddet oranı 2016 yılında yüzde 28 iken, 2017 yılında yüzde 32, 2018 yılında yüzde 40 ve 2019 yılında yüzde 44,2 olarak tespit edildi. Yıllar geçtikçe orandaki artışın yanında, şiddetin sadece sayısındaki değil boyutundaki artışa da dikkat çekmek isterim” diyor.

ŞİDDETİ EN ÇOK HASTA YAKINLARI UYGULUYOR

Peki hekime yönelik şiddet hangi nedenlerden kaynaklanıyor? Akçakaya’ya göre sağlık sisteminde ve alt yapıdaki eksikliklerden başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları sorumlu tutuluyor ve aksaklıklarda ilk muhatap olunan kişi şiddete maruz kalıyor. Hasta yoğunluğu, uzun ve yorucu mesai, malpraktis, CİMER, SABİM kıskacındaki çalışanın her olayda sorumlu tutulup şiddete maruz kalması ana nedenler arasında bulunuyor. Şiddeti en çok hasta yakınları uyguluyor ve yaptırım olmayıp ceza almadıkları için yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Prof. Dr. Adem Akçakaya, “Şiddeti durduracağına inandığımız önerilerimizi kamuoyu ile defalarca paylaştık. Şiddeti önlemede çözümü tek maddeye indirseydim bu madde, ‘Şiddet uygulayan cezasını anında görmeli. Bunu yapan kişiyi alıp 48 saat nezarete attığınızda aynı davranışı bir daha göstermeyecektir‘olurdu. Aşağıda yer alan 3 önerim gerçekleşirse şiddetin büyük oranda azalacağı iddiasındayım ”diyor. İşte sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti azaltacağı düşünülen 3 öneri:

SAĞLIK ÇALIŞANININ MARUZ KALDIĞI ŞİDDETİ ÖNLEMENİN DİĞER 3 YOLU

1-Kanunların uygulanmasında hassasiyet gösterilmeli ve şiddet uygulayanın tutuklu yargılanması esas olmalı.

2-Şiddet uygulayan kişi bunu gerçekleştirdiği hastaneden ya da sağlık kuruluşundan en az 6 ay hizmet alamamalı, başka bir merkeze gitmek zorunda kalmalı.

3-Şiddetin karşılığında yüklü bir para cezası ödemeli.

STANDART BİR ŞİDDET YÖNETİMİ POLİTİKASI İSTİYORUZ

Bu 3 maddeyi uygulamanın zor olmadığını söyleyen Prof. Dr. Adem Akçakaya, “Kanunu uygulayanların hassasiyeti, idari tedbirleri artırıp zamanında ve ertelemeden uygulaması yeterli olacaktır. Bu noktada Sağlık Bakanlığı tarafından tüm sağlık kurumlarında standart bir şiddet yönetimi politikası oluşturulmasını ve şiddet ile karşılaşan sağlık çalışanına hukuki ve sosyal destek sağlanmasını çok önemsiyoruz. Ülke çapında sağlık çalışan dağılımının düzenlenmesini ve sayısal yetersizliğin giderilerek hastalara ayrılan sürenin artırılmasını da. Çalışanların mesai ve nöbetlerinin düzenlenmesi ve uzun çalışma sürelerinden kaçınılması çok önemli. Hasta yakınlarına yeterli ve etkili bilgilendirme yapılması, acil sağlık hizmetleri çalışanları için çalışma alanlarında; acil çıkış kapıları, şifreli giriş kapıları oluşturulması, ambulans içi ve dışında hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek kamera sistemleri kurulması da olmazsa olmazlarımız arasında. CİMER ve SABİM’e yapılan şikayetler konusunda da düzenlemelere ihtiyaç var. Sağlık personelinin kusurunun olmadığı açıkça belli olan şikâyetler değerlendirmeye alınmamalı” diyor.

ŞİDDETE SIFIR TOLERANS

Prof. Dr. Adem Akçakaya, Sağlık çalışanları ile yönetimin iletişimini güçlendirici yaklaşımlar geliştirilip uygulanmasının da çok önemli olduğuna dikkat çekerek devam ediyor; “ Sağlık yöneticileri ve siyasetçiler, sağlık çalışanına yönelik şiddeti kınayan ve verdikleri hizmetin önemini vurgulayan söylemler geliştirmelidir. Yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlarda, herhangi bir şikâyet olmadan doğrudan kamu davası açılmasının sağlanması şarttır. Bir diğer nokta da sağlık çalışanının tehdit altında olduğu durumlarda, hastane polislerinin her tür şiddet olayına hemen müdahale etmelerinin sağlanmasıdır. ‘Şiddete sıfır tolerans’ söylemi bir devlet politikası haline getirilmelidir. Halkın, şiddete maruz kalan tüm sağlık personelinin şiddet uygulayana hizmet sunmama hakkı olduğu konusunda bilgilendirilmesi gerekir. Son yasal düzenlemede bu konu sağlık çalışanlarını mağdur etmiştir. Şiddet uygulayanın hemen o kurumdan uzaklaştırılması gerekirken, hizmeti başka bir çalışanın yürütmesi önerisi, ‘arkadaşını darp eden kişiyi sen tedavi edeceksin’ anlamına gelmektedir.”

ASIL SORUN UYGULAMADA KARARSIZLIK VE İSTEKSİZLİK

Uzun yıllardır kanunların yetersizliğinden bahsettiklerini ancak günümüzde asıl sorunun uygulamada ki kararsızlık ve isteksizlik olduğunu söyleyen Akçakaya, “Hekime ve sağlıkçıya şiddetin normalleştirilmesinin önü alınmalıdır. Bir savcıya, hakime, kaymakama şiddet uygulandığında kolluk kuvvetleri nasıl davranıyorsa sağlık çalışanına şiddet uygulandığında da aynı hassasiyet gösterilmelidir.

MEDYAYA DÜŞEN GÖREVLER

Bu önlemlerin alınması halinde üzücü olaylarla karşılaşma olasılığı çok azalacaktır. Bu konuda medyaya da önemli sorumluluklar düşüyor. Sağlık çalışanlarına yönelik suçlarla ilgili verilen mahkumiyet kararları kamuoyu ile mutlaka paylaşılmalı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti teşvik edici ve bir sorun çözme yolu olarak gören, normalleştiren, kesinleşmeden hekim hatalarını hasta beyanı ile doğru kabul edip hekimi suçlu gösteren yayınlardan kaçınılmalıdır. Sağlık kurumları ve sağlık çalışanları konusunda doğru mesajlar veren kamu spotları oluşturulmalı, şiddeti önlemeye yönelik eğitici yayınlar yapılmalı, sağlık çalışanlarının azalan itibarı yeniden artırılmalıdır. Bilgilendirici kamu spotlarında ‘hasta sorumlulukları’ da anlatılmalıdır” diyor.

HASTAYA DOKUNMAYAN BRANŞLARIN PUANLARI ARTTI

Prof. Dr. Adem Akçakaya, Son zamanlarda tıpta uzmanlık sınavında (TUS) hastaya dokunmayıp, hastadan uzak olan branşların puanları artarken; beyin cerrahisi, kalp - damar cerrahisi, genel cerrahi gibi branşlar ile dahiliye ve çocuk hastalıkları gibi branşların puanlarının düştüğüne dikkat çekiyor. Hekimi sisteme küstüren, değersizleştiren bir sağlık sisteminin ayakta kalmasının mümkün olmadığını söyleyen Akçakaya, hekim ve sağlık çalışanının güvensiz bir ortamda görev yapmasından en çok hastaların mağdur olduğunu belirtiyor. Akçakaya’ya göre hekim ve sağlık çalışanına uygulanan şiddeti önleyecek politikaların, sadece hekim haklarını değil hasta haklarını savunanların da gündeminde olması gerekiyor.
Editör: TE Bilisim