Geride bıraktığımız yıl, pandemide canla başla çalışan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarının sıkça yaşandığı bir yıl oldu. Bu şiddetin sonlanmasına yönelik adliyelerde tamamlanan davalarda ise caydırıcı cezalar azdı. Doktorlara fiziksel saldırıda bulunanlar paraya çevrilen cezalarla kurtulurken, uzmanlar ise, faillerin afişe edilmesi ve şiddeti uyguladıkları merkezden hizmet alamaması gibi ek yaptırımlara gerek duyulduğu görüşünde.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Sağlık çalışanları, hasta ve hasta yakınları tarafından çeşitli nedenlerden dolayı sürekli şiddete maruz kalıyor. Gün geçtikçe artan sağlık çalışanlarına yönelik şiddette davalar açılıyor ancak çoğu para cezası ve HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) ile sonuçlanıyor. Bu nedenle verilen cezaların ise caydırıcılığı tartışılıyor.

‘Caydırıcılıktan uzak’

Milliyet’e konuşan sağlık hukuku uzmanı avukat Selahattin Par, sağlık personeline karşı işlenen suçlarda verilen cezaların caydırıcılıktan uzak olduğu görüşünde. Şiddet uygulayan sanıklara, çoğunlukla hapis cezası yerine adli para cezası verilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle suç işleyenlerin gerekli cezayı almadığını belirten Par, "Özellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında, kurulan hüküm sanık hakkında sonuç doğurmayacağı için hem şiddet eylemini gerçekleştiren kişi hem de toplum tarafından cezasızlık gibi algılanmaktadır. Oysa ki 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda her ne kadar sağlık çalışanlarına karşı işlenen kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında infazın ertelenmeyeceği düzenlenmiş.

Doktor ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan bir kişinin, mutlaka 15 gün süreyle infazı ertelenmeksizin disiplin hapis cezasıyla cezalandırılması gerekiyor" dedi.

Hekim Hakları Platformu Başkanı Prof. Dr. Adem Akçakaya ise sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların belirli bir süre gözaltında kalması ve gözaltı sürelerinin de uzatılması gerektiği görüşünde: “Görevi başındaki hakim, savcı ve polise saldırı olduğunda gözaltı süreleri oluyor. Şüpheliler öyle ellerini kollarını sallayarak çıkamıyorlar. Sağlık çalışanlarına da saldırı olduğunda bu şekilde uygulama yapılması gerekiyor. Şüphelinin şiddeti uyguladığı merkezden hizmet alması yasaklanmalı.”

Neredeyse her gün ya bir doktor ya da bir sağlık çalışanı hasta yakını ya da hasta tarafından darp ediliyor. Gün boyu büyük bir özveriyle çalıştıklarına söyleyen sağlıkçılar, kendilerine yönelik şiddetin son bulması için yetkililere çağrıda bulunuyor.

İşte karar örnekleri 

Aksaray’da Ömer Kaşif Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan doktor Mehmet Gürkan Turan, yakını için ilaç yazdırma talebinde bulunan Rışvan Sağlam’a olumsuz yanıt verdi. Bunun üzerine Sağlam, doktora saldırarak sol elinin parmağını kırdı. Yargılanan Sağlam, 1 yıl 4 ay 7 gün hapis ve 500 lira adli para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

İzmir’de, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’ne darp raporu almaya gelen Haşim I. tartıştığı iki doktoru darp etti. Haşim I. yargılandığı mahkemede haksız tahrik olduğu gerekçesiyle beraat etti.

Avcılar Gümüşpala Mahallesi’ndeki 7 No’lu Aile Sağlık Merkezi’nde doktor Yağmur Turan içeriye maskesiz giren Kıymet Dedecik’i uyardı. Dedecik, kendisini uyaran doktoru tırnaklarıyla kollarından yaraladı. Yargılanan Dedecik 6 bin 180 TL adli para cezasına çarptırıldı ve mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.(Milliyet)

Editör: TE Bilisim