Kosova'da 90'lı yılların sonundaki iç savaşta Sırpların zulmünden kaçan on binlerce Arnavut, Türkiye'ye ve komşu ülkelere sığındı. Türkiye'ye gelenler arasında Reyhan ve Burim Murtezi çifti de vardı. Anne Reyhan hamileydi. 7 yaşında oğulları Tarkan'ı da alan çift, meşakkatli bir yolculukla İstanbul'a ulaşıp, yakınlarının yanına yerleşti.

Birkaç hafta sonra doğum sancıları tutan Reyhan Murtezi, 7 Nisan 1999'da, Türkiye'ye anne karnında sığınmacı olarak giren Tuba'yı dünyaya getirdi. Aile, İstanbul'daki zorluklar nedeniyle Kırklareli'ndeki Gaziosmanpaşa Göçmen Kampında bir çadıra yerleşti. NATO'nun müdahalesiyle Sırplar Kosova'dan çekildiğinde, geride yanmış yıkılmış kentler, köyler bıraktı.

Sığınmacı Arnavutlar, Sırpların çekildiğini duyar duymaz dönüşe geçti. Kırklareli'ndeki sığınmacılardan bir kısmı da kiraladıkları 11 otobüsle balık istifi yola çıktı. Gruba, aralarında SABAH Muhabiri Murat Savaş'ın da bulunduğu 3 gazeteci de eşlik ediyordu Ancak Kapıkule'de, minik Tuba'nın pasaportu olmadığı için çıkamayacağı söylendi.

Sonunda dönemin Edirne Valisi Mehmet Canseven'in, talimatıyla çıkmasına izin verildi. Ancak Kosova'ya kadar 5 sınır kapısı geçilecekti. Otobüstekiler bir plan yaptı. Minik Tuba bir sepete kondu ve üstü bir başörtüsüyle örtüldü. Gümrüklerde, pasaport polisi aileye yaklaştığında polislerin dikkatini dağıtma görevi, ailenin yakınındaki koltuklarda oturan Türk gazetecilere verildi.

TUBA İÇİN BÜTÜN ÇOCUKLAR AĞLADI

Polisler geldiğinde gazeteciler onların dikkatini dağıtmak için belli-belirsiz sorular soruyor, polislerin Tuba'nın yattığı sepeti fark etmesini önlemeye çalışıyordu. Plan, Makedonya sınırına kadar tıkır tıkır işledi. Makedonya sınırında polis otobüse bindiğinde Tuba ağlamaya başladığında ise B planı devreye sokularak, otobüsteki kadınlar çocuklarına birer-ikişer tokat atıp ağlatmaya başladı.

Polisler neye uğradıklarını şaşırırken, Tuba yakalanmaktan kurtuldu. Sonunda, Kosova'da bekleyen Nakiye ve İslam Murtezi çifti, oğulları Burim, gelinleri Reyhan, torunları Tarkan ile anne karnında çıktığı ülkesine 3 aylıkken dönen Tuba'ya gözyaşları içinde kavuştu Tuba'nın bu film gibi hikayesini o günlerde SABAH, tüm dünyaya duyurdu.

ÜNİVERSİTEYİ BİTİRİP YAŞAMA ATILDI

Ailesinin kendisine anlattığı o maceralı yolculuğun hikayesini dinleyerek büyüyen Tuba, ilk ve orta öğrenimini Priştine'de tamamladıktan sonra Gilan'da yüksek hemşirelik okuluna girdi. Geçtiğimiz günlerde de "Hemşire" olarak mezun oldu. Şimdi iş arıyor. Bugün 22 yaşında olan ve "Annem ve babamdan Kosova'ya kaçırılış hikayesini çok dinledim. Gerçekten film gibi bir şey yaşamışız. Arkadaşlarıma anlatıyorum, inanamıyorlar. Birçoğu bunun bir film senaryosu olabileceğini söyledi" diyen Tuğba, doğduğu ve "İkinci vatanım" dediği Türkiye vatandaşı da olmak istiyor.

MURAT SAVAŞ-SABAH

O sığınmacı kız şimdi hemşire! "Film gibi bir şey yaşamışız" - Son Dakika  Yasam Haberleri

Editör: TE Bilisim