Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde kişi başı hekime müracaat 2002 yılında 3.1 iken 2017 yılında 8.9’a yükselmiştir. Son 15 yılda devlet hastanelerine başvurular yüzde 220 arttı, üniversite hastanelerinde yüzde 340, özel hastanelerde ise yüzde bin 150 başvuru artışı var. 

Son günlerde Tüm Türkiye'de hastaların hekime ulaşmasında çok ciddi sorunlar yaşanmakta. Bazı branşlarda hiç sıra bulunamaz iken, bazı branşlarda 15 gün sonrasına randevu bulanabiliyor. Bu durum hasta ve hasta yakınlarının ajitleşmesine neden olurken, poliklinikte hasta muayene eden hekimin de hasta muayenesi sırasında sürekli olarak sıra alma talepleri ile karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. 

Hekimlerin polklinik alanlarından sekreterlerinde alınması nedeni ile hekim hasta muaynesi ve evrak doldurulması işlemlerinin yanında bir de MHRS'den sıra bulamayan hastaların taleplerine cevap yatiştirmeye çalışmakta. Sonuç, basına dahi yansıyan şiddet  bile olabilmektedir.

MHRS'den sıra bulamayan, acilden sevk olunan hastaya,başka polklinikten yönlendirilen hasta çogu zaman idareler tarafından da hekime yönlendirilmekte. Hekim hasta ile karşı karşıya kalmaktadır.

Sağlık Bakanlığında Sözleşmeli Yöneticilik Sistemine geçilmesi, ek ödemelerin her yıl azalması, artan şidddet olayları ile birlikte Sağlıkta yönetici pozisyonunda görev almak isteyen , alan hekim sayısı yıılar bazında artmıştır. Küçük bir ilde dahi il Sağlık Müdürü, başkan, başkan yardımcısı, uzman, şube müdürü, ilçe sağlık müdürü, başhekim, başhekim yardımcısı kadrosunda kaç hekim vardır. Birde kadrosu hastanede olan ama geçici görevle çalıştırılan hekimleri unutmamak lazım.

Gerçekten bu kadar Sağlıkta Hekim ihtiyacı var iken bu kadrolarda hekim istihdam etmek sahada her gün yüzlerce hasta ile ugraşan hekimlere haksızlık değil mi?

Birde Sözleşmeli Yöneticinin Sahada hasta bakan hekimden daha fazla ücret alması nasıl açıklanır.

Editör: TE Bilisim