Taşcıer’in araştırma önergesi şöyle;

“Ülkemizde halk sağlığı için canla başla çalışan hekimler maalesef bu emeklerinin karşılığını alamamaktadır. Hekimler bir yandan ekonomik anlamda kayıplar yaşarken, bir yandan da özlük haklarında çok ciddi gerilemeler olmaktadır. Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte omuzlarındaki yükün olağanüstü boyutlarda artmasına karşın, hak kayıpları devam etmiş, çok sayıda haksızlıkla karşı karşıya kalmışlardır. Tüm bunların yanında sağlıkta şiddet de artarak devam etmekte ve hekimlere yönelik büyük bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır.

Hekimler ve sağlık çalışanlarının çok büyük çoğunluğu hiçbir performans ve diğer ek ödemeyi alamamaktadır. Çalışma barışını ve sağlık emekçileri arasındaki huzuru ortadan kaldıran bu sistemin, hiçbir hakkaniyet ölçüsüne uygun olmadığı da bilinmektedir. Uzun çalışma saatlerinin yanı sıra, Sağlık Bakanlığı’nın aldığı son kararla birlikte, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki (MHRS) randevu aralığının beş dakikaya düşürülmesi ve hekimlerin günde 90’dan fazla hastaya bakmasının istenmesiyle birlikte iş yükleri büyük oranda artmış ve adeta sağlıksız bir hal ortaya çıkmıştır.

Tüm bu olumsuz koşullar nedeniyle ülkemizde bir hekim istifası dalgası yaşanmaktadır. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) açıklamasına göre, 18 ayda 8 binin üzerinde hekim istifası bilgisi alınmıştır. Yurtdışında çalışmak için Birlik’ten talep edilen iyi hal belgesi yılda bine ulaşmıştır. Bu sayılardan da anlaşılmaktadır ki, ülkemizde yeterli değeri görmediklerini düşünen binlerce hekim geleceklerini yurtdışında aramak istemektedir. Türkiye’nin ciddi anlamda hekim açığı olduğu da düşünüldüğünde, var olan hekimlerin de yurtdışına gidiyor oluşu ülkemiz adına büyük bir kayıp olduğu gibi, gelecek yıllarımız için de alarm zillerinin çaldığı anlamına gelmektedir.

TTB’nin 81 ilde 6178 hekim ile gerçekleştirdiği ankete göre, hekimlerin %45’inin aylık geliri yetmemekte, %76’sı pandemi ek ödemesi almamaktadır. %90’ına göre performansa dayalı ek ödeme sistemi adaletsizken, %92’si sağlıkta şiddet ile ilgili son yasal düzenlemenin etkili olmadığını düşünmektedir. %84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmekte, %68’i çalışma şartlarının yoğunluğu nedeniyle hastalarıyla yeterli ve uygun şekilde ilgilenemediğini düşünmekte ve %72’si çalışma ortamının pandemi koşullarına uygun olmadığını düşünmektedir.

Tüm bu veriler göstermektedir ki, Türkiye’de hekimler çalışma koşullarından memnun değildir ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünmektedir. Bir ülke için en hayati mesleklerden olan hekimlerin bu denli mutsuz olduğu bir ortamda halk sağlığı da tehlikede demektir. Tüm bu nedenlerle, binlerce hekimin istifa etmesinin ve geleceklerini yurt dışında aramalarının ardındaki nedenlerin tespit edilebilmesi, hekimlerimizin nasıl daha uygun koşullarda ve mutlu olacakları bir ortamda çalışabileceklerinin belirlenmesi, yaşanan hakkaniyetsizliklerin nasıl giderileceğinin tespit edilebilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. maddesi ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak gerekli incelemelerin yapılmasını arz ederim.”

Editör: TE Bilisim