Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, 3 ay sonra ilk yüz yüze toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu.

Bakan Koca'nın açıklamaları şöyle:

Kurban Bayramı hep birlikte vereceğimiz bir sınav. Hayatımızda el öpmediğimiz, sarılmadığımız ikinci bayram olarak yer alacak.

Ramazan Bayramı'nı gönlümüzce idrak edememiştik. 24-25-26 Mayıs tarihlerine gelen bayram en sıkı tedbirlerle buruk geçti.

BİRİNCİ GRUP ÖNLEMLER

Hayvan satış alanlarında olabildiğince kısa kalınmalıdır.

Müşteri satıcı arasında el sıkışma usulü pazarlık yapılmamalıdır.

65 yaş üstü ve kronik hastalar hayvan satış ve kesim alanlarında bulunmamalıdır.

Kurbanlar belirlenen yerlerde kesilmelidir.

Kesim tercihen işin ehli tarafından en az katılımla yapılmalıdır.

Maske mesafe el temizliğine dikkat edilmelidir.

İKİNCİ GRUPTAKİ ÖNLEMLER

Cuma ve Bayram namazlarında şu tedbirlere uyulmalıdır:

Abdeste cami şadırvanında alınmamalı, evde alınmalıdır. Aksi halde sosyal mesafe ve maske kuralına uymak imkansız hale gelebilir.

Maske ve sosyal mesafe kritik kuraldır. saflarda yan yana gelen iki kişi aralarına boşluk bırakmalıdır. Cami içinden çok mümkün olduğunca açık hava kullanılmalıdır.

Vaaz ve namaz süreleri Diyanet İşleri Başkanlığı'nın belirttiği üzere kısa tutulmalıdır.

Namaz sonunda cemaat en arka saftan başlayarak düzenli şekilde dağılmalıdır.

ÜÇÜNCÜ GRUP TEDBİRLER

65 yaş üstü büyüklerimiz ve kronik hastalar, lütfen bayram namazına gitmesin.

Mezar ziyaretleri kalabalık ihtimali varsa mutlaka arife ve bayram sonrasına ertelenmelidir.

Bu bayramda makbul olan ziyaret yüz yüze ziyaret değildir. Bayramlaşmalar mümkün olduğunca telefonla yapılmalıdır.

Bayram boyunca hasta ziyaretinden uzak durulmalı, el öpmek ve öptürmek, tokalaşmak, sarılmak bir sonraki bayrama ertelenmelidir.

Bugüne kadar uyduğumuz kuralları terk edersek, karşılaşacağımız sonuçlar tahmin edilebilir.

"SALGINLA MÜCADELE BİR ÜLKENİN, TÜM İNSANLARIN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞİR"

Sonuç verecek kısıtları koyacak olan sizlersiniz.

Kurban Bayramı'nda işi öyle ciddiye alalım ki bayram sonrasında gözümüz vaka tablosunda olmasın. Artık tecrübelerle biliyoruz ki tedbir sonuçtur.

Gerilersek toparlaması büyük çaba, dikkat istiyor.

11 Haziran'da olduğu gibi 1000'in altına vaka sayısını çekmek 33 günümüzü almıştır.

DSÖ'nün bu son günlerde uyardığı üzere, Eylül'de ikinci dalga başlangıcı ekonomiler açısından büyük risktir.

Yatan hasta sayımızın artması, şuan hizmet verilebilen diğer hastalarımız için arzu edilmeyen sonuçtur.

Salgınla mücadele bir ülkenin, tüm insanların katılımıyla gerçekleşir.

2. DALGA BEKLENTİSİ

Dünyanın beklediği ikinci dalga dönemine daha iyi geçiş yapmamız, bugünleri iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Risk devam ediyor.

İkinci dalga beklentisinin dünya genelinde olduğunu biliyoruz. Bazı ülkelerde vaka sayıları giderek artıyor. Biz bu dönemi çok temkinli geçirmeliyiz.

Şu dönemde 1. dalganın etkisinin hala devam ettiğini, bazı illerimizde, İstanbul-İzmir gibi, pikini tamamladığını, Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi illkerimizde yer yer yeni başladığını, giderek arttığını görüyoruz. O nedenle o illerimizde de Valilerimizin başkanlığında olan il hıfzıssıhha kurullarımız, gerektiğinde radikal önlemler alma konusunda zaten yetkili.

"AŞI YILIN İLK ÇEYREĞİNDE MÜMKÜN OLABİLİR"

Zannediyorum önümüzdeki 4-5-6 ay, Ocak, Şubat, Mart gibi, yılın ilk çeyreğinde, aşının geliştirilmesi mümkün olabilir gibi görünüyor. Son birkaç hafta epey mesafe kateden ülkeler oldu. İngiltere bunlara örnek gösterilebilir, ABD de Çin de... 1-2 ay sonra olacak beklentisi içinde olmamalıyız. Önümüzdeki 4-6 ay içinde bir gelişme olabilir. Ülkemizde de 6 çalışma devam ediyor. Daha klinik, insan çalışmaları safhasına gelinmedi. O da Eylül-Ekim gibi bazı üniversite ve merkezlerimiz olacak. Çin ve Rusya ile de aşı konusunda ayrıca irtibat halindeyiz.

10 BİN KİŞİDEN 26'SI ARAMIZDA POZİTİF OLARAK DOLAŞIYOR

TÜİK ile birlikte yaptığımız saha araştırması bitti. Pozitiflik oranının yüzde 0.26, yani on bin kişide 26 kişi pozitif olarak aramızda dolaşıyor demektir. Belirtisi olmuş olsa müraacatı yapmış olurdu. Bunlar belirtisi olmayan kişiler. Mesafe ve maskenin ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bağışıklık ise %0.8, on binde 80 yani. Toplumda yüksek oranlı bu hastalığı geçirmediğini gösteren bir orandır.

AYASOFYA'NIN AÇILIŞI

Ayasofya 86 yıllık hayalimizdi. Egemenliğin önemli bir işaretiydi. Her Türk vatandaşının beklentisiydi. Bu sevinci herkes yaşadı. Bu sevinci yaşadığımız ortamda disiplinize ederek yaşamalıydık. Yer yer uyanlar oldu, uymayan görüntüleri de görmüş olduk. Bizim pandemi tedbir ve kurallarını ihlal etmeden, maske mesafe kuralını devrede tutmamız, asla ihmal etmemememiz gerektiği kanaatindeyim.

YOĞUN BAKIMDAKİ DOLULUK ORANLARI

Ankara'da yoğun bakımda doluluk oranımız %67. Standart yataklarımızın doluluk oranı ise %49. Solunum cihazlarının doluluk oranı ise %25. Şehir hastanelerindeki doluluk oranları ise, yoğun bakımlar %69, standart yataklar %32, solunum cihazları ise %16. Bu rakamlardan da, şehir hastaneleri dahil olmak üzere, bir sorun olmadığını ama her gün açıklanan rakamlarla giderek yoğun bakımdaki hasta sayılarımızın arttığını zaten söylüyoruz.

Pandemi sürecinde kurallara uyma noktasında en çok hassasiyet gösterenler büyüklerimiz oldu. Kendilerine minnettarız. Onları ihmal etmedik. Bu dönemde büyüklerimizi bu salgından korumak için hassasiyet gösterme gayreti içinde olduk. Empati yaptığımızdan emin olsunlar. Bayram sonrası dönemde, erken dönemde bu kısıtlamaları kaldırmak noktasında Bilim Kurulu'nun bir önerisi var. Bayram sonrasında duyuruyu yapmış olacağız. Bayram döneminde biraz daha sabredelim.

Editör: TE Bilisim