Simav Doç Dr. İsmail Karakuyu Devlet Hastanesinde Acil Servis çalışanları ile güvenlik görevlileri hasta yakınları tarafından darp edildi.

Sağlık çalışanlarına yapılan saldırıyı kınayan Türk Sağlık Sen Kütahya Şube Başkanı Hasan Gök yazılı bir açıklama yaparak "Sağlık Çalışanlarına şiddet, çözüme kavuşturulmadıkça içinden çıkılmaz biri hal alıyor." ifadelerini kullandı.

Sendika Başkanı Gök'ün açıklaması şöyle ; Biz sağlık çalışanları bayramı, hafta sonu olmadan ailesinden fedakarlık yaparak büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Gelişmiş ülkelere göre, yarı
sayıda hekimimiz ve sağlık çalışanımız olmasına rağmen, dört kat daha fazla hasta bakmakta, 24 saat gözümüzü kırpmadan nöbet tutmakta ve can kurtarmaktayız. Görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan sağlık
çalışanları, ne yazık ki her geçen gün daha fazla psikolojik ve fiziksel şiddete uğramaktadır. Kanunlar caydırıcı olmadığı ve alınan önlemlerin yetersiz kalması sebebiyle her ay 1000 den fazla sağlık çalışanı şiddete maruz kalmaktadır.
Ne yazık ki cumartesi günü Doç. Dr. İsmail KARAKUYU Simav Devlet Hastanesi Acil Servis çalışanları bir grup tarafından sözlü ve fiziki saldırıya uğramıştır. Ayrıca saldırgan grup acil servisi de kırıp dökmüş, devlet malına da
zarar vermişlerdir.
Saldırıya maruz kalan sağlık çalışanı arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Kendisini tedavi edip şifa veren ele bu alçak saldırıyı yapan insanlıktan çıkmış şahıslara da en ağır cezaların verilmesini istiyoruz. Ayrıca kırılan dökülen tıbbi
malzemelerinde bedelinin bu kişilerden tahsil edilmesini istiyoruz. Türkiye’de Sağlıkta şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir. Bugün artık sağlık çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet üretmektedirler. Herkes evine akşam sağ salim gidebileceğinden endişelidir. Şiddet, ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası sağlık çalışanlarının hayati her dakika tehlike altındadır.
Bunun için sağlıkta şiddete acil çözümler ve ağır yaptırımlar gereklidir. Çünkü sağlıkta şiddetin durmak bir yana artarak devam etmesindeki en önemli neden etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçmemesidir. Örneğin tutuklu yargılama sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Uygulamada pek hayata geçmeyince, şiddet uygulayan elini kolunu sallaya sallaya gezdikçe çözüm olmamaktadır.

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, sağlık kurumlarında ortalığı birbirine katanlara bu işin sonunun tutuklu yargılanmak olduğunun idrakine varmaları sağlanmalıdır. Devletin ceza sistemi ve uygulayıcıları bunu hissettirmelidir.
Bunun yanı sıra şiddetin bir tedavi biçimi olarak algısı yıkılmalı, şiddet uygulayanların acil haller dışında kamu sağlık hizmetlerinden belli bir ücret karşılığı yararlandırılması getirilerek bu durum tersine çevrilmelidir.
Yani kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladığında belli bir süre ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanamayacağını bilmelidir. Şiddetin kendisine bir fatura çıkaracağını anlamalıdır. Sağlık alanında yaşanan her şiddet olayında, sağlık hizmetleri aksamakta ve sağlık çalışanları ile vatandaşlarımızın arasını açmaktadır. Halkımızı bu konuda sağduyulu olmaya, kendisine hizmet eden ve kendi evlatları olan sağlık çalışanlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Tüm bunların yanı sıra Türk Sağlık-Sen olarak önerimiz sağlık hizmeti veren birimlerin ve yerlerin hiçbir ayrım gözetilmeden ( Sıfır Toleranslı Alan) olarak tanımlanmasıdır. Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar
uygulanır ve bu suçlara karşı hakimlerin bir takdir yetkisi de bulunmaz. Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir.
Böyle bir alan tanımlaması ile eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler haline geleceklerdir.
Sağlıkta şiddet konusunda da bu tarz çözümlerin faydalı olacağına inanıyoruz.
Ayrıca, siyasetçilerin, sağlık yöneticilerinin ve yerel idarecilerin çalışanlara sahip çıktığını, yanlarında olduklarını göstermelerini istiyoruz.. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz."

Editör: TE Bilisim