Peki gelinen noktada ne elde ettik. Son yılda tüm kamu binalarında yapılan iyileştirmeler Sağlık Bakanlığında da gerçekleştirildi. Hastaneler insani bir yaşamında gerekliliği olarak otel konforunda inşa edildi. Otel konforunda inşa edilen bu binalarda çalışanların ve hastaların memnuniyetinin artması için Sağlık Bakanlığında yönetim sistemi değişikliğine gidildi. Sistemde kriterler çok net olmayınca sağlık personeli olmayan,Sağlık Bakanlığı personeli olmayan,hatta devlet memuru olmayanlar dahi sağlıkta sözleşmeli yönetici olarak göreve başladı.Bir müracaat döneminin, bir değerlendirme kriterinin de olmadığı sistem insan öğüten ve kendi kralcıklarını oluşturan bir yapıya büründü. Sistemi bilen,taşın altına elini koyan, kanun ve yönetmelikler doğrultusunda kamunun kaynaklarını etkin, etkili, verimli kullanmaya çalışan, popilist davranmayan yöneticiler akla hayale gelmeyecek sebepler ile sistem dışına itildi. Sistemin dışına itilmekle kalmadı yeni dönemdeki yöneticilere rakip olamasın diye her türlü karalama ile mobbinge maruz bırakılır hale geldi. Nerede ise taşın altına elini koydu diye her türlü eza ve cefa yapılır halde. Tabi bu yetmedi gelen ekip kendi ekibini kurma sevdası ile, alt kadroda işi bilenleri de değiştirdi.

Kendi kralcıklarını oluşturdu bu sistem, sözleşmeli yönetici atanabilmek yada atandığı makamı koruyabilmek için sivil toplum kuruluşlarını memnun etmekten başka amacı olmayan. Personele hep meşgul olan ama sivil toplum kuruluşlarına sabahtan akşama kadar vakti olan. Yönetimi kendine laf taşıyanların çerçevesinde şekillendiren, taşınan lafın doğru olup olmadığını dahi araştırmaktan aciz ve duyduğu her lafı doğru kabul eden, personelini kötüleyen, ama yüzleşmekten korkan ve dedikodu üreten, taşın altına elini koyan değilde her bir olayda ekibi suçlayan sorumlu arayan, hesap soran, ceza veren, nedeni sorgulamayan, kendine şakşakcılık yapanların söylediğini doğru kabul edip, olayların gerçek boyutunu araştırmayan bir kralcıklar gurubu oluşturuldu. Normal değil mi bu durum elbetteki normal. Sağlık personeli olmayan, sadece satın alma biriminde 10-15 ihalede görev aldı diye birini müdür, müdür yardımcısı yaparsan.Ne ihale öncesi hazırlık durumunu bilir, ne malzemenin ne işe yaradığını bilir, sadece isteniyorsa almak lazım der, ne tasarruf tedbirleri ne depoda birbirinin muadili ürün olması önemli değildir. Resmi yazıda yazılan konuya cevabın ne oldugunu bilmeyen ortaya çıkıncada ben bununla mı ilgeileneceğim diyen sözlşemeli yönetici o ballı maaş  ve imkanlar sana bunun için veriliyor gariban gördüğün personele mobbing yap diye değil. Son zamanlarda verilen disiplin cezalarının kaçı kaybedilmiştir. Neden Bakanlık bu konu ile ilgili işlem yapmamaktadır. Aynı işden dolayı neden farklı disiplin cezaları  uygulanmaktadır. İllerde avukatlık hizmetlerininde olmasına rağmen kaybedilen davalarda ne eksik yapılmış dır diye bir süreç değerlendirmesi yapılmakta mıdır? Peki göz göre göre davanın kaybedilmesine sebep olanlar ile ilgili ne gibi işlem yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı avukatları bakanlık aleyhine açılan davalara katılmakta mıdır? Katılıp katılmadığı konusunda il sağlık müdürleri ne yapmaktadır.

Sözleşmeli yöneticilik ile birlikte Sağlık Bakanlığında hiç bir mevzuatta görev tanımı olmayan yeni birimler,sorumluluklar gördük. Koordinatör hemşire, gündüz süpervizör hemşire, sağlık bakım hizmetleri birim sorumlusu, veri hazırlama birim sorumlusu, temizlik hizmetleri birim sorumluları v.b.

Sözleşmeli yöneticilik sistemi ile birlikte ile o gün atanan personelin ihtiyaç dahilinde il -ilçe sağlık müdürlüğü ve ADSM'lere bir yıl geçici görevlendirme ile çekilebileceğini, ve ertesi yıl yine tekrar geçici görevinin bir yıl uzatılabileceğini gördük. Tabi ihtiyaç dahilinde il-ilçe Sağlık Müdürlüğünde geçici görevlendirilen personelin eş tayini ile başka ile nakil olduğunda, ben oraya talibim denildiğinde ihtiyacımız yok cevabını da gördü sağlık çalışanları. Ya da hastanede 20-25 yıl ve üzeri yüksek lisans,doktora yapan, eğitici eğitimi, kalite belgeleri olan personeli varken hastaneye yeni gelen daha mesleğin baharında personelin eğitim, enfeksiyon kontrol hemşireliği, diyabet hemşireliği, ve kalite birimlerinde görevlendirildiğine şahit oldu. Yönetmeliklere rağmen servis sorumlu hemşiresinin hemşirelik, ebelik lisans mezunu olmayanlardan, yüksek lisans mezunu olmayanlardan yapıldığına şahit oldu. Sağlık Bakanlığının gecici görevlendirilmeler sonlandırılsın yazısına rağmen yeniden yapılan geçici görevlendirilme ile başta İl Sağlık Müdürlüklerinde sağlık personelinin idari büro, basın yayın, sivil savunma, sicil, atama, personel özlük v.b birimlerde çalıştırıldığına şahit oldu. Kadın çalışanın çoğunluk olduğu bakanlıkta Sözleşmeli kadın yönetici oranın yarıya bile ulaşmadığına şahit oldu.Evde Sağlık hizmetlerinde standardın üstünde eleman çalıştırılırken (hastaneye yeni gelen mesleginin baharında) yoğunbakımlar standart altında ve 20 yılın üstünde personel ile çalıştırılabilmektedir.  Sahi  bir hastanede diyabet eğitim hemşiresi, gebe okulu eğitim hemşiresi, eğitim hemşireliği adı altında kaç personel görevlendirilebilir?

En acısı da tüm yapılan yatırım ve iyileştirmelere rağmen hasta ve çalışan memnuniyeti azalma eğiliminde. Nasıl olmasın ki. Yeniden basına da yansıdığı üzere hastanelerde muayene kuyrukları, hijyen sorunları, çalışmayan otomasyon sistemleri, israf haberleri, şaşalı makam odaları, sözleşmeli yöneticilere özel lovabolar,  kavga, şiddet, azalması gerekirken artan hastane enfeksiyonları, yatak yaraları, sendikal çekişmeler.......

Sağlıkta yapılan iyileştirmeler nasıl zamanında seçim kazandırdı ise, şimdi de süreç zarar vermektedir. Çalışan liyakat, saygı istiyor. Hasta devasa otel konforunda binalarda kaliteli hizmet almak istiyor

Amac hizmet etmek değilde,   aldığı ballı maaşı, özene bözene döşenmiş makam odasını, kendi eş dost ve tanıdıklarını hastanede yanına eleman katarak herkes numara almak için beklerken, numara alamadığı için geri dönerken önden muayne ettirme imkanını ve kendine bu imkanları sağlayan sivil toplum kuruluşları ile arasının bozulmaması olunca ne diyelim yaşasın yeni kralcıklar .

Editör: TE Bilisim