Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım İzmir İl Sağlık Müdürlüğü eski yönetimi hakkında çıkan usulsüzlük haberlerine tepki göstererek yazılı basın açıklaması yaptı.

Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım, Gazeteci Hasan Çömlekçi’nin ‘İzmir Sağlık Müdürü Neden Görevden Alındı?’ başlıklı köşe yazısına tepki göstererek yazılı basın açıklaması yaptı. Başkan Yıldırım yaptığı basın açıklamasında, ‘’ Yazılan köşe yazısında ve ardından da köşe yazısı baz alınarak yapılan haberlerde İzmir’e 10 yıl boyunca emek vermiş, yeri gelmiş ailesine, yeri gelmiş çocuğuna ayıracağı zamandan, ilgiden feragat etmiş bir kadına ortada bir delil yok iken, söylemler sadece bir dedikodu niteliği taşıyor iken böyle ağır ithamların yöneltilmesi, bu ithamlarla yetinilmeyip daha da çirkinleşilerek bir kadına, bir anneye ‘’soyadı bu, kızlık soyadı bu, ilk eşinden soyadı bu’’ cümleleriyle cinsiyet saldırısında bulunulması her şeyden önce bir kız çocuğu babası olarak beni insani ve vicdani açıdan çok üzdü’’ dedi.

‘’Son günlerde önceki İl Sağlık Müdürü hakkında sosyal medyada ve bazı gazetelerde ispatlanmamış sadece iddiadan ibaret olan bir takım haberler dolaşıyor. Başta sosyal medya olmak üzere dijital haber ve paylaşım portalları ile birlikte yalanı, iftirayı, haksızlığı yaymak, gerçek gibi göstermek, birçok kişinin hayatının mahvına sebep olmak artık çok daha kolay. Kaynak, belge gösterilmeden, resmi kurumlardan bilgi alınmadan klavyenin başına geçerek dedikodu üretmek ayrı, haber üretmek, bir konu üzerine düşünmek ve yazmak, yazarken de topluma fayda sağlamak apayrı meslek dalları. Gelin görün ki dijitalleşme oranı artarken gazetecilikte etik olma oranı ışık hızı ile düşmekte diyen Başkan Özgür Yıldırım şunları kaydetti:

‘’Sayın Hasan Çömlekçi’nin ‘İzmir Sağlık Müdürü Neden Görevden Alındı?’ isimli köşe yazısını okurken yaşını almış usta bir gazetecinin, yolun başında olan gazetecilere verdiği şu öğütler geldi aklıma; ‘’Birbirinden bağımsız iki kaynaktan doğrulamadıkça, elindeki haber henüz duyum aşamasındadır. Kanaat sahibi olmak ile bilgi sahibi olmak arasında muazzam araştırma ve okuma farkı vardır. Eğer biri itham ediliyorsa, kesinlikle ona cevap hakkı ver. Bir konu hakkında yazacaksan önce o konuyu araştır, kişileri araştır ve tanı, somut veri talep et, para için kalemşor olma …’’

İzmir’in sağlık sistemini yakından tanıyan bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak her daim haklının olduğu tarafta durarak yalanın, yanlışın ve iftarının karşısında oldum. Bunu tüm İzmir ve Türkiye’deki sağlık çalışanları bilir. Bizler makamların geçici, kurumların baki olacağını düşünenleriz. Bizler devletin ve milletin menfaatini kendimizin üstünde tutanlarız.

Yazılan köşe yazısında ve ardından da köşe yazısı baz alınarak yapılan haberlerde İzmir’e 10 yıl boyunca emek vermiş, yeri gelmiş ailesine, yeri gelmiş çocuğuna ayıracağı zamandan, ilgiden feragat etmiş bir kadına ortada bir delil yok iken, söylemler sadece bir dedikodu niteliği taşıyor iken böyle ağır ithamların yöneltilmesi, bu ithamlarla yetinilmeyip daha da çirkinleşilerek bir kadına, bir anneye ‘’soyadı bu, kızlık soyadı bu, ilk eşinden soyadı bu’’ cümleleriyle cinsiyet saldırısında bulunulması her şeyden önce bir kız çocuğu babası olarak beni insani ve vicdani açıdan çok üzdü.

Bir kadının kaç tane evlilik yaptığı bir köşe yazarını neden ilgilendirir? Bir kadının, bir annenin özel hayatını, geçmişini kaleme alarak yazar topluma nasıl bir fayda sağladığını düşünmektedir? Bir kadına cinsiyetini kullanarak saldırmak, bel altı vurmaya çalışmak nasıl bir kinin, nasıl bir nefretin yahut nasıl bir çıkar ilişkisinin sonucudur? Kendi eşinizi tanıtırken de ‘’kızlık soyadı buydu, şimdiki soyadı bu’’ diye bir cümle kullanıyor musunuz? Bu yaptığınızın kadına karşı şiddet olduğunun farkında mısınız yoksa uyguladığınız şiddettin size getireceği karın ve menfaatin büyüklüğü gözlerinizi kör, vicdanınızı sağır mı etti?

Yazdığınız köşe yazısında ihbar mektuplarının olduğunu, müfettişlerin geldiğini, 5 milyonluk tarhana çorbası alımı gibi iddiaların olduğunu belirtmişsiniz.

Siz uzun yıllar çeşitli gazetelerde, çeşitli görevler üstlenmiş biri olarak İzmir İl Sağlık Müdürlüğünde beş milyon liralık tarhana alımı ihalesi yapılıp yapılmadığını öğrenebilecek kapasitedesinizdir diye düşünüyorum, umarım yanılmıyorumdur. Niçin kapasiteniz bunu öğrenmeye yetecek düzeyde iken bir araştırma yapmadınız? Yoksa yaptınız da ‘’ben yazayım da, nasıl olsa benim okuyucularım düşünmez, sorgulamaz, inanır’’ ya da ‘’çamurumu atayım, izi ne kadar kalırsa’’  diye mi düşündünüz?

Medikal malzeme usulsüzlüğü ile ilgili ihbar mektuplarına, müfettişlerin ‘sayfalar dolusu’ raporuna ulaştınız mı ve sizde belgeleri var mı?

Buradan önemle belirtmek isterim ki, insanın başkasına sürmek istediği çamur, kendinde olan çamurdur.

Bir idareci başarılı olmayabilir, sen bir köşe yazarı olarak ‘’başarılı değildi, iyi yönetemedi’’ yorumunda bulunabilir, bir gazeteci olarak belgesini bulur, teyidini eder, taraflara söz hakkı tanır haberini yapabilirsin lakin ‘-mış, -miş’ ekleri ile köşe yazısı yazmıyor, haber yapmıyor ‘-mış gibi’ yapıyorsun.

İftira gelmeden önce yalana uğrar, yalan ile iftira çok iyi iki dosttur. Belgesi ve raporu olmadan “bu yüzden alındı” ithamı kul hakkına girer, iftiraya girer, yalana girer.

Dün de, bugün de hiçbir onurlu bürokratımızı iftiralar ve yalanlar karşısında yalnız bırakmadık, bırakmayacağımızın da bilinmesini isteriz’’

Editör: TE Bilisim