Ülke genelinde özel, kamu ve üniversite hastanelerinde değişik farklı branşlarda hizmet veren cerrahların büyük bir çoğunluğu riskli ameliyatlara girmekten kaçınıyor...

Hatta bazıları hiç girmiyor bile...

Nedenleri çok elbette...

İlk sırayı malpraktis alıyor...

Yani, mesleğini icra ederken hatalı veya yanlış işlemin yapılması sonucu hekim tarafından ödenen rekor tazminatlar...

Şiddet, malpraktisten hemen sonra ikinci sırada yer alıyor... Üçüncü sıra ise emekliliği gelmiş ve risk almak istemeyen cerrahlardan oluşuyor... 

***

Hal böyle olunca Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda artık idealist ve çalışkan doktorlar, risk almamak, insana dokunmamak için cerrahi branşları yazmıyor...

Çalışması daha kolay, nöbeti olmayan malpraktis suçlamasına ve şiddete maruz kalmayacakları branşlara yöneliyorlar...

Mesela; radyoloji, dermatoloji, dâhiliye, enfeksiyon branşları gibi...

***

Konuyu ilimizdeki kamu hastanelerinin yetkilileri ile görüştük...

Mevcut durum hakkında şu bilgileri verdiler:

"Maalesef gerçek bu! Birçok cerrah arkadaş riskli ameliyatlara girmiyor... Hastaları başka cerrahlara yönlendiriyor...

Örneğin, genel cerrahi polikliniğine hasta başvuruyor. Hekim muayenesini yapıyor ve tetkiklerini istiyor. Hastaya nodül ameliyat olması gerektiğini söylüyor. Ancak ameliyatı kendisi yapmayıp başka bir hekim arkadaşına yönlendiriyor. Bizler her ay aylık ameliyat listesi hazırlar ve asarız. Diyelim ki A doktorun ameliyat günü pazartesi görünüyor. Ameliyat yapmadığı için o günkü ameliyathane boş kalıyor... Bunun üzerine başka cerrahlar devreye giriyor ve hastaları ameliyat ediyor. Aylarca hiç ameliyat yapmayan cerrahlar var ne yazık ki!.. Bazıları da ayda ya 2, ya da en fazla 5 kez ameliyata giriyor... 100'ün üzerinde ameliyat yapan cerrahlar da var elbette..."

***

Olayı konunun bire bir muhatabı olan ve farklı kamu hastanelerinde farklı branşlarda çalışan cerrahlarla da görüştük...

Deyim yerinde ise bir dokunduk bin ah işittik...

Cerrahlar, "Binlerce liralık tazminat davalarımız sürüyor hâlâ..." diye başladılar söze ve şunları anlattılar:

"Ameliyat sırasında hastada istenmeyen, beklenmeyen bir komplikasyon gelişebiliyor... Söz konusu komplikasyonlar bazen hastanın bir hastalığı ile bağlantılı olabiliyor... Müdahale yapıyoruz ama her zaman başarılı olamayabiliyoruz... Biz elimizden geleni yapıyoruz... Hasta yaşamını yitirdiğinde yakınları direkt bizi suçluyor... Ya şiddete başvuruyorlar ya da yüklü miktarda tazminat davaları açıyorlar... İşte bu nedenlerden ötürü ameliyatlara girmekten çekiniyoruz. Yıllarca çalışıp, didinip elde ettiğimiz mal varlığımız açılan tek bir tazminat davası ile elimizden, avucumuzdan uçup gidiyor. Niye ameliyat yapalım? Poliklinik hizmeti verip aynı parayı alabiliyoruz..."

***

Bunun tam aksini söyleyen yani tüm olumsuzluklara rağmen ısrar ve inatla riskli, risksiz ameliyatlarına devam eden birçok cerrah da var...

Şimdiii...

Uygulanan yanlış politikalar ve söylemler yüzünden sağlık alanında bu hale geldik ne yazık ki!..

Son yıllarda toplumumuzda "hekimi değersizleştirme, itibarsızlaştırma" eğilimi hızla yaygınlaşmakta...

Yıllarca edindiği bilgi ve tecrübesini hastasına aktarmak için gecesini gündüzüne katan hekim, insan konumundan, her istediğinde darp edilebilecek veya öldürülebilecek bir memur konumuna getirildi maalesef!

Bir de üstüne tazminatlar Demokles'in kılıcı gibi...

Ezcümle; gerekli düzenlemeler yapılarak bir an önce şiddet yasası çıkartılmalı...

Böyle giderse ameliyata girecek cerrahı mumla arayacağız sanki!..

Lale AKSOY

http://www.yenidonem.com.tr

Editör: TE Bilisim