Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk:- "OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda evlenme oranında ilk ülkeyiz, boşanma oranında ise sonda yer alan ülkelerdeniz. Bu, ülkemiz için göreli bir avantaj. Bu avantajımızı kaybetmeden muhafaza etmek için gençlerimize evlilik kurumunun değerini, önemini daha iyi anlatmalıyız"- "Aile değerlerinde yaşanacak en ufak bir yıpranma ve çözülme, öngörülemediği ve tedbir alınmadığı takdirde toplumun huzur ve barışını hızla tehdit eder noktaya gelebiliyor. Zira, aile hem sosyolojik hem ekonomik açıdan toplumu değiştiren ve dönüştüren muazzam bir güce sahip"- "Tüm dünyada çocukları yönlendirerek onları intihara sürüklemeye kadar ileri giden uygulamalar/oyunlar yaygınlaşıyor. Geleceğimizin teminatı, ailelerimizin neşesi olan çocuklarımızı korumak için onları sosyal medyanın ve teknolojinin olumsuz etkilerinin esir almasına müsaade edemeyiz"'

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda evlenme oranında ilk ülkeyiz, boşanma oranında ise sonda yer alan ülkelerdeniz. Bu, ülkemiz için göreli bir avantaj. Bu avantajımızı kaybetmeden muhafaza etmek için gençlerimize evlilik kurumunun değerini, önemini daha iyi anlatmalıyız." dedi.

Bakan Selçuk, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Aileye Değer Türkiye'ye Değer" ana temasıyla düzenlenen 7. Aile Şurası'nda, aileyi ülkenin dünü, bugünü ve yarını için en önemli stratejik gücü olarak gördüklerini belirtti.

TÜİK'in 2018 Yaşam Memnuniyeti İstatistiklerinde vatandaşların yüzde 74'ünün kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini aktardığını vurgulayan Selçuk, Türkiye'nin aileye güven açısından da Dünya Aile Haritası Raporu'nda yüzde 94'lük oranla ilk sıralarda yer aldığına işaret etti.

Aile kurumu ve meseleleri üzerine mesai harcamanın önemli sorumluluk ve vazife olduğunu vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti:

"Aile değerlerinde yaşanacak en ufak bir yıpranma ve çözülme, öngörülemediği ve tedbir alınmadığı takdirde toplumun huzur ve barışını hızla tehdit eder noktaya gelebiliyor. Zira, aile hem sosyolojik hem ekonomik açıdan toplumu değiştiren ve dönüştüren muazzam bir güce sahip. Bu gücü sağlam ve sağlıklı bir şekilde muhafaza etmek için dünyada genel olarak izlenen politikaları evlilik öncesine odaklı, nüfusa odaklı, aile içi barış, huzur ve mutluluğun tesisine ve devamına odaklı, aile ve iş yaşamı arasında denge kurulmasına odaklı olarak sınıflandırabiliriz."

- "Çeşitli uygulamalarla evliliği teşvik ediyoruz"

Selçuk, kadın ve erkek arasında sevgi, saygı, sorumluluk, sadakat ve sabıra dayalı evlilik kurumunun, güçlü aile yapısının temeli olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda evlenme oranında ilk ülkeyiz, boşanma oranında ise sonda yer alan ülkelerdeniz. Bu, ülkemiz için göreli bir avantaj. Bu avantajımızı kaybetmeden muhafaza etmek için gençlerimize evlilik kurumunun değerini, önemini daha iyi anlatmalıyız. Aile yapısının sağlıklı ve sağlam olması yalnız kendi üyeleri için değil, çevresi ve toplum için de bir denge ve güven unsuru. Bu bağlamda, ailenin korunması ve güçlendirilmesi hususunda bireylere ve ailelere düşen sorumluluklar kadar, bizler de sosyal devlet olarak görevlerimizin farkındayız. Bakanlık olarak bu konuyu önemsiyor, dinamik nüfus yapımızı korumak için çeşitli uygulamalarla evliliği teşvik ediyoruz. Aile olma yolunda ilerleyen gençlerimize sadece maddi olarak değil, eğitim ve danışmanlık hizmetlerimizle de destek oluyoruz."

Aileyi korumak için aileye ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar vakalarını takip edip, gerekli idari ve hukuki mekanizmaları harekete geçirdiklerini belirten Selçuk, koruyucu ve önleyici hizmetlerde de aileyi esas alarak sorunların çözüm merkezine aileyi koyduklarını söyledi.

- "Güvenli yetişmiş nesillere ihtiyacımız var"

Türkiye'de ailenin en büyük destek mekanizmalarından birisinin de sosyal güvenlik sistemi olduğunu vurgulayan Selçuk, "Sosyal güvenlik sistemimiz, doğumdan ölüme ve hatta kişinin vefatından sonra da aile üyelerine dayanak olmaya devam ediyor. Ailede annenin, babanın ya da bir evladın çalışmasıyla tüm aileyi sosyal güvence altına alıyor, ücretsiz sağlık hizmeti veriyoruz. Bu doğrultuda hedefimiz, çalışanı olmayan hanenin kalmaması. Çalışabilir durumda olup da hiç çalışan bireyi olmayan hanelere daha yoğun odaklanacağız." dedi.

Bakan Selçuk, Türkiye'de ortalama hane halkı büyüklüğü 3-4 kişi olan 22,7 milyon hanenin bulunduğuna değinerek, şu bilgileri verdi:

"Hane halklarının yüzde 66'sı çekirdek ailelerden oluşurken, tek kişilik hane halklarının oranı ise yüzde 15 civarında. Cumhurbaşkanımızın ailelerimizi büyütme tavsiyesi çerçevesinde, 2014 yılında 3'e çıkardığımız doğum borçlanma hakkı ile bir yandan aileyi korurken, diğer yandan çocuk sahibi olmayı teşvik ediyoruz. Çocuk sahibi olmayı teşvik amacıyla 2014'te tüp bebek denemesi hakkını da 2'den 3'e çıkardık. Aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için sağlıklı ve güvenli yetişmiş olan nesillere ihtiyacımız var. Koruyucu ailelik ve evlat edindirme modellerimize ilaveten, ülkemizde sosyoekonomik yönden dezavantajlı 126 bin çocuğumuzun da öncelikle hayatlarını aileleri yanında devam ettirmelerine katkıda bulunmak için sosyal ve ekonomik destek hizmeti sunuyoruz."

- "Anne ve babalara çok önemli görevler düşmekte"

Türkiye'nin ebeveynleriyle yaşayan çocuklar bakımından OECD ülkeleri içinde birinci sırada yer aldığına işaret eden Selçuk, şunları kaydetti:

"Bu nedenle sağlıklı nesiller, güçlü aileler için anne ve babalara çok önemli görevler düşmekte. Çocuklarımız sosyal medya ve dijital teknoloji kullanımı nedeniyle yoğun bir imgesel bombardımana maruz kalıyor. Tüm dünyada çocukları yönlendirerek onları intihara sürüklemeye kadar ileri giden uygulamalar/oyunlar yaygınlaşıyor. Geleceğimizin teminatı, ailelerimizin neşesi olan çocuklarımızı korumak için onları sosyal medyanın ve teknolojinin olumsuz etkilerinin esir almasına müsaade edemeyiz. Bu bağlamda, sosyal medya çalışma grubumuz içerik taraması yaparak gerekli müdahalelerde bulunuyor. Ayrıca aile dostu ve çocuk dostu görsel ve yazılı yayınları artırılmasını teşvik ediyoruz."

Aile politikalarının veri odaklı ve kapsayıcı bir bakış açısıyla belirlenmesi, aileye yönelik hizmetlerin de toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirilmesi için tüm paydaşları buluşturmayı gereklilik olarak görüp, aileye yönelik araştırmalar yaptıklarını belirten Selçuk, "Aile şuralarının ilki 30 yıl önce Aile Araştırma Kurumunun kurulmasının akabinde yapılıyor. Bu şurayı Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde düzenli olarak gerçekleştirmeyi ve uluslararası bir platform haline getirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Editör: TE Bilisim