Ahmet Ünlü'nün köşe yazısı;

Akrabaları ayrıcalıklı bir şekilde atamak meğer ne kadar ayıp bir şeymiş!

Bugünlerin revaçtaki konusu akraba atamaları. Arka arkaya birçok belediye başkanı akraba atamalarıyla gündeme gelmeye başladı. Yapılan işlemin ne kadar ayıp olduğunu siyasilerin ayıplamalarından anlıyoruz, yoksa ayıp bir şey olduğunu bilselerdi hiç yaparlar mıydı?

Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere, Kamu Görevlileri Etik Kurulu görevini etkin bir şekilde yerine getirebilse kamu kesimindeki ahlaksızları korku saracaktır. Ancak, zaman zaman da olsa bu kurul vermiş olduğu kararla ne kadar önemli bir fonksiyon icra ettiği görülmektedir. Bugünkü yazımızda kurulun vermiş olduğu kararlar doğrultusunda kamu gücünü kullanarak akrabalarını atama ayıbını işleyenlerin başlarını nasıl bir belaya soktuğunu açıklayacağız.

Müdürlerin % 90'ının tedviren görev yapması etik değil

Bazı görevlerde bulunanların daha dikkatli olması gerekmektedir. Su başında bulundum gerekçesiyle testi doldurmaya çalışmak doğru bir yaklaşım olmayıp, en hafif tabirle ayıptır. Gök kubbenin altında gizli saklı bir şeyin kalmayacağı bilinmelidir. Sadece yanlış işlerin ne zaman ortaya çıkacağını kimse bilemez. Dolayısıyla kamu görevlisi, yaptığı işin ortaya çıkması halinde utanması gerekiyorsa o işi yapmaması gerektiğini bilmelidir. Nitekim belediye başkanlarının yaptığı nepotizm bir bir ortaya çıkmaya başlamış ve başlar öne eğilmiştir.

Kamu Görevlileri Etik Kurulu 07/03/2018 tarihli kararında önemli bir konuya parmak basarak kamu görevlilerinin atamalarda nasıl hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ümit ederiz ki bu kararlar birçoklarına özellikle de akrabalarını dama taşı gibi tek tek belediyelere dizenlere ders olur. Bu kararda; ...Genel Müdürlüğü'nün terfilerde mevzuata uygun davranmadığı, görevde yükselme sınavı yapılarak şube müdürü kadrolarına asaleten atama yapmak yerine bu kadroların büyük kısmına liyakatsiz ve idarecilerin akrabası olan kişilerin vekaleten görevlendirildiği, 52 şube müdürü kadrosunun 45 tanesinin vekaleten ve tedviren yürütüldüğü, söz konusu Genel Müdürlüğün İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı'nın kızının mevzuata aykırı şekilde Şube Müdürü olarak tedviren görevlendirildiği ifade edilmiştir.

Genel Müdürlük'ten gelen bilgi ve belgelerde 52 şube müdürlüğünün 6'sının tedviren 39'unun vekaleten yürütüldüğü dolasıyla söz konusu Genel Müdürlük'te vekaleten veya tedviren görevlendirme işleminin yaklaşık % 90'lık bir oran ile sürekli hale getirildiği tespit edilmiş olup, kariyer ve liyakat ilkeleri kamu personel rejimini düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki temel ilkelerindendir. Ayrıca 657 sayılı Kanun'un 86'ncı maddesinde yer alan vekaleten görevlendirmenin ancak belli koşullarda geçici ve istisnai hallerde başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiği, tedviren görevlendirmeye ise yasada yer verilmediği, dolayısı ile söz konusu genel müdürlüğün vekaleten ve tedviren atama yöntemini genel ve sürekli bir yöntem haline getirmesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde belirlenmiş olan kariyer ve liyakat ilkeleri ile mezkur yönetmeliklere aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından Genel Müdür, kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler hükmüne aykırı bir işlemde bulunmuştur.

Şartları taşımayan damat şube müdürlüğüne tedviren atanmış

Bir kamu kurumunun en kritik iki görevinden birisi İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı veya birimi diğeri ise Teftiş Kurulu Başkanlığı'dır. Bu iki görevin başında bulunanların çok dikkatli olması ve etik ilkelere dikkat etmesi gerekmektedir.

Etik Kurul kararına yansıyanlara baktığımızda Teftiş Kurulu Başkanı, önce kızını sınavsız olarak 17/02/2015 tarihinde sözleşmeli personel statüsünde göreve başlattırıyor, sonra ise hızını alamayarak damadının evliliğin hemen akabinde tedviren şube müdürü olarak atanmasını sağlattırıyor. Neresinden bakarsanız bakın yapılanların kabul edilebilir bir tarafı yoktur.

Adaletsiz davranışlar, kim yaparsa yapsın vicdanları yaralamaktadır. Kamu gücünü elinde bulunduranların bu gücün emanet mi yoksa kendi gücü mü olduğu ayrımını iyi yapması gerekiyor. Kamu gücü özünde bir emanettir ve şahsi çıkarlar için kullanılmamalıdır. İnşallah bu tür etik dışı davranışlara bundan sonra rastlamayız.

Etik Kurul'dan daire başkanı atamalarında emsal karar

Kamu Görevlileri Etik Kurulu daire başkanı atamalarında örnek bir karara imza atarak boş daire başkanı kadrolarının birilerinin keyfini yerine getirme aracı olamayacağını adeta kafalara kazıdı. Bakalım, kamu gücünü kullanarak akrabalarını belediyelere dolduranlar benzer kararlara muhatap olunca ne yapacaklar?

Kurul 15.01.2018 tarihli ve 2018/6 sayılı kararında bir kamu kurumundaki teftiş kurulu başkanının eşinin daire başkanlığına atanma şeklini affetmedi. Kararda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz: Yazı İşleri Daire Başkanlığı'nın 09.05.2016 tarihli ve 2 sayılı karar ile kurulmasından hemen sonra aynı kurumda Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalışan bir kamu görevlisinin eşinin bu pozisyona atanması ve yine bu atama sonrasında, bir aydan daha kısa bir süre içinde, söz konusu eşin Başkanlık Oluru ile Genel Müdürlük emrinde görevlendirilerek yerine Daire Başkanlığı'nın işlerini yürütmek üzere başka bir kişinin görevlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve üçüncü kişiler nezdinde şüpheli ve kamu yönetimine duyulan güveni zedeleyici nitelikteki olduğu değerlendirilen söz konusu davranışlar, etik ilkelere aykırı bulunmuştur.

Ayrıca, bütün daire başkanlığı atamalarında atanan personelin iki yıllık yükseköğrenimden 18.04.1999 tarihinden sonra mezun oldukları tespit edilmiş olup, konu hakkındaki Danıştay kararlarının ve Devlet Personel Başkanlığı görüşünün de bu yönde olduğu anlaşıldığından somut olayda; daire başkanlıklarına atanan üç kişinin iki yıllık yüksekokuldan mezuniyetlerinin de bu tarihten sonra olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu için, hakkında inceleme yapılan kamu görevlisinin etik dışı davrandığına oybirliğiyle karar verilmiştir.

Sonuç olarak, Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalışan bir kamu görevlisinin eşinin daire başkanlığına atanması ve daire başkanı ücreti almasına rağmen daire başkanlığının görevlendirmeyle başka birisine yaptırılmasının ne kadar ahlaki olduğunu okuyucularımızın takdirine bırakıyoruz. Şayet bu Teftiş Kurulu Başkanı halen görevde ise derhal görevden alınması ve hakkında işlem yapılması gerekir. Kaldı ki bu durumda olan bir kişinin teftiş ve rehberlik işlemlerini nasıl yapacağını da merak ediyoruz. Birileri bu kişiye hanımının durumunu mutlaka hatırlatacaktır. Bu tür davranışlar sizin kurumunuzda da var mı yani size de tanıdık geliyor mu?

Genel müdürler kamu gücünü kendi çıkarları için kullanamaz

Kamu görevlileri zaman zaman çalıştıkları kurumları babalarının malı gibi kullanmaya başlarlar. Hiç beklemedikleri bir anda da işin hiç de öyle olmadığı acı bir şekilde anlaşılır. İşte böyle davranışlar sergileyen bir genel müdür etik kurulun ağına takıldı. Adeta Kurul, 15.01.2018 tarihli ve 2018/2 sayılı Kararında bir genel müdür hakkında yapmış olduğu inceleme neticesinde benden kaçamazsın dedi ve yapılan etik ihlalini affetmedi.

Özetle bu Kararda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz: Hakkında inceleme yapılan kamu görevlisine ait eserler, daha önceki yıllarda ayrı ayrı ve daha az sayıda sahnelenmekte iken adı geçen Genel Müdürlük görevine atandıktan sonra ayrıcalıklı olarak dört eserinin birden Genel Müdürlüğe bağlı il opera ve bale müdürlüklerinde birçok defa sahnelenmesinin ve bunun sonucunda toplam olarak yüksek miktarda telif ücreti almasının Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin "Dürüstlük ve tarafsızlık" başlıklı 9. maddesinde yer alan "Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, (...) fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.

Kamu görevlileri, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanmak, görev ve yetkileri menfaat sağlamak amacıyla kullanmamak; görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendileri ve yakınları lehine menfaat sağlamamak zorundadır. Bu kararla benzer iş ve işlem yapan kamu görevlilerinin daha dikkatli olması gerektiği yönünde önemli bir uyarı yaptı.

Bu kararların ciddi bir yaptırımı yoksa da hakkında etik ihlali verilen kamu görevlilerinin ayakta kalma şansının olmadığını belirtmek isteriz. Her ne kadar hakkında etik ihlali verilenlerden yükselen örnek (!) şahsiyetler istisnai olarak çıksa da genel olarak görevlerinde kalma şansları pek olmamaktadır.

Son günlerde "Etik" kelimesi bazı belediye başkanlarının ve yakınlarının canını sıksa da uzun vadede ülkenin yüzünü güldürecektir. İhtiyacı olanlara bol "Etikli" günler dileklerimle.

Editör: TE Bilisim