Türk Sağlık Sen Ordu şube başkanı Fatih Galender ZENGİN, Ordu’da sağlıkta yaşanan rezaleti gündeme getirerek, başta Ordu İl sağlık müdürlüğü, Ordu valiliğini ve Sağlık Bakanlığını uyaran bir açıklama yaparak sorunları tek tek gündeme getirdi. Zengin, bu konuda aşağıdaki açıklamayı yaptı..

“20 DOKTOR TAYİN İSTEDİ..”

Büyük bir özveri ile Ordu ilimizde çalışan, hayatını riske ederek sağlık hizmeti sunan, gece gündüz demeden vatandaşa şifa elini uzatmaya çalışan doktorlar ilimizde yetersiz hastane koşulları, malzeme eksikliği, baskıcı idareciler, hak ettikleri ücreti alamadıklarından dolayı ilimizi terk ediyor. Ordu sağlık hizmetlerinde neler yaşanıyor ki Doktorlar Ordu’yu Terk ediyor.

Ay sonuna kadar 20 den fazla akademisyen ve uzman hekim tayin isteyerek ilimizi terk etmesinin yanında İlin devlet bünyesindeki tek gastroenteroloji uzmanı istifa etmiş ve ili terk etmektedir.

Mide bağırsak kanamalı hastaların şehir dışı hastanelere sevkleri artacak gibi görünüyor. Mide bağırsak kanaması ile mesai saatleri sonrası acile gelen bir çok hastanın hem hekim yokluğundan hem de malzeme eksikliğinden acil servislerde mağdur olduğunu, bir kısmının şehir dışı hastanelere sevk edildiğini hatta yolda veya gidilen hastanede hayatını kaybettiğini duymaktayız.

“HASTANELERDE CİHAZLAR BOZUK..”

Ordu Eğitim ve Araştırma hastanesinde bir çok öğretim üyesi olmasına rağmen hiçbir doktor endoskopi yapmak istememektedir. Ayrıca endoskopi cihazının uzun süredir bozuk olması yerine yenisinin alınamaması ve bozuk aletlerin ne hikmetse tamirden bir türlü gelmemesi nedeniyle tüm hastalar Ordu Devlet Hastanesine yönlendirilmektedir.

Ordu Devlet Hastanesinde de malzeme eksiliği nedeniyle efektif olarak endoskopi işlemleri yapılamamakta ve 5-6 ay sonrasına mide bağırsak endoskopisine randevu verilmektedir.

Hatta kendi yakınımda bir hastam 4 ay önce randevusunu alıp randevusunu beklemiş ve kanser olduğunu 4 ay sonra yapılan endoskopide öğrenmiştir. Bu insan haklarına aykırı bir durum olup hükümetin sağlık politikası ile bağdaşmayan bir durumdur. 4 aylık sürede kanser diğer organlara sıçramış ise bunun vebali ve sorumluluğu kimdedir?

Tabi ki ildeki sağlık camiasının başındaki idarecilerdedir. EEG ve EMG lere bazı doktorlar 2 ay sonrasına randevu verilebilmektedir. Devlete bağlı hastanelerde Kardiyoloji, Cildiye, Endokrin kliniklerinden randevu bir iki ay sonrasına alınırken Onkoloji kliniklerinden randevu almak nerede ise imkansız olup kanser hastalarının çok sıkıntılı durumlar yaşadığı tarafımızca sahada saptanmaktadır.

Bilgi işlem sistemlerinde her gün yaşanan sistemle bağlantı kesilmesi, istenen tetkiklerin zamanında çıkmaması ve görüntülenememesi, hasta geçmiş bilgilerine ulaşılamaması hatta hastalara ilaç rapor yazılamaması gibi sorunlar başta doktorlar olmak üzere tüm hastane personellerini çileden çıkarmakta çalışma motivelerini kırmaktadır.

Hastanemizde teknik arıza nedeniyle laboratuvar sonuçları bugün çıkmayacaktır şeklindeki anonsa bir çok kez tarafımızca da şahit olmuşuzdur. İlde bir türlü açılamayan yoğun bakımlar nedeni ile her gün başta acil servisler olmak üzere hastanelerde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır..

Bu durumda hastane çalışanları ile vatandaşlar arasında bazen sıkıntılı durumların oluşmasına sebebiyet vermektedir. İl dışı yoğun bakım için sevk olan hastaların kendisi dışında aileleri de mağdur olmaktadır. İlimizde yılan hikayesine dönen şehir Hastanesi, yapılamayan Ordu Üniversitesi Eğitim Araştırma hastanesi Halkımızı mağdur etmektedir. Halen ilimizde hastaneler koğuş sistemi ile hizmet vermektedir.

Asli görevleri sağlıkta plan ve programları uygulamak olan Sağlık idarecileri ise sendikacılığa soyunmuşlar çalışanlara baskı tehdit mobing uygulamaktadırlar. Yoğun bakımları gezerek uzman hekimlerin sorumluluğunda olan hastaların tedavilerine müdahale etmeye kalkışmalar, niçin yoğun bakıma alındığı konusunda çalışanları sorgu suale çekmeler, gece yarıları hastaneleri gezerek hastalar yatağında mı değil mi diye denetlemeler, kendi uzmanlık alanı olmayan konularda uzman hekimlere talimatlar vererek ameliyat olmasına gerek olamayan hastaya ameliyat ettirmeye çalışmalar, özveri ile çalışan acil servis doktorları, sağlık memuru ve hemşireler gece yerinde mi, değil mi, diye kontrol etmek için baskın düzenlemeler, tüm çalışanlara en ufak bir olayda doğru yanlış araştırmadan disiplin soruşturması açmalar, kendi sendikalarına üye yandaşlara kanunsuz il içi tayinler, yol harcırahı alarak menfaat sağlamak için usulsüz geçici görevlendirmeler vb. ne arasanız bu idarecilerde var.

Hele ki, bir başhekim var ki hastanesinde ki doktor arkadaşları ile odasında randevusuz görüşmediği gibi en erken bir hafta sonraya randevu veriyor. Hastanelerde bir ton malzeme eksikliği var ki çalışanları canlarına tak etmiş durumda. Hastane araçları her gün il içi olduğu gibi il dışı özel, devlet, üniversite hastanelerine defalarca seferler düzenlemekte ve bu hastanelerden borçla eksik giderme seferleri yapmaktadırlar.

CUMHURBAŞKANINA YALAN SÖYLEDİLER”

Sayın cumhurbaşkanımıza dahi yalan söyleyerek şehir hastanesinin yerinin ihalesinin yapıldığı belirtmişlerdir. Ancak ne ihale ne de yer tahsisi dahi hiçbir gelişme yoktur. Liyakatsiz atamalar, iş bilmez yöneticiler, sendikal çıkar ilişkileri, malzeme eksikliği, gereksiz soruşturmalar başta olmak üzere bir çok nedenle artık başta kıymetli doktorlarımız olmak üzere hiçbir sağlık çalışanı Ordu İlinde çalışmak istememekte ve bir şekilde bu kaos ortamından uzaklaşmak için alternatif yollar aramaktadır.

Eğer bu bozuk düzene devlet büyükleri müdahale etmez ve apseleşmiş konulara neşter vurmaz ise kaybeden ordu halkı yani hepimiz olacağız. Bizden söylemesi, bana bir şey olmaz demeyin her an hepimizin başına bir sağlık problemi gelebilir ve keşke şu doktor burada olsaydı gitmeseydi demek zorunda kalabiliriz.

Ordu sağlık camiasında yaşanan bu durum artık halk sağlığı problemi olmuştur ve ivedilikle çözülmelidir.

Kaynak:http://yongazetesi.com

Editör: TE Bilisim