Kırklareli Devlet Hastanesinde çalışan  yazar Samet Türkyurdu çıkardığı kitaplarla beğeni topluyor

Sağlık Çalışanı Samet Türkyurdu hayatını personel sağlık net'e anlattı

Ben Samet Türkyurdu. 26 Temmuz 1984 yılında Kırklareli'de Mustafa ve Gülümser Türkyurdu’nun üçüncü çocukları olarak dünyaya merhaba dedim. En büyüğümüz ablam Serap, ortancamız ağabeyim Osman ve ben. Büyüyüp yaşadığım ve halen yaşamakta olduğum yer değişmedi. Merkeze bağlı olan Bayramdere Köyü. Mutlu bir şekilde yaşadığım ve daima mutlu olacağıma emin olduğum yer burası. Ben köyümü ve insanlarımı çok seviyorum.


İnsan hayatında inişler ve çıkışlar olduğunu daha ilkokulda öğrenmeye başlamıştım. Küçük bir çocuk için bile farklılıkları ayırmak zor değildir. Doğuştan bel bölgemde bir rahatsızlık olduğunu ailemden öğrenmiştim. Lakin büyüdükçe hastalığımın isminin, ‘spina bifida’ olduğunu öğrendim. Bel omurumda sinir sistemine yerleşen bir kitle bacaklarıma giden sinirleri yavaş yavaş öldürüyormuş. 


İlkokulu yaşadığım köyde okudum. Başarılı bir öğrenci olarak geçirdiğim 5 yıl biterken, koşmalarım yavaşlamış, adımlarım zorlaşmaya başlamıştı. Merkezde, o zaman ki adıyla Merkez Ortaokulunda orta öğretimimi sürdürmeye başladığımda yorulmamam için babam kanedyen tipi bir koltuk değneği almıştı. İkinci yılda değnek sayısı ikiye çıkmıştı ve ortaokul biterken artık adım atamaz duruma gelmiştim. Büyümeye bağlı olarak zorlanan sinir ve iskelet sitemi yüzünden ayaklarım tamamen içe dönük bir vaziyet almış ve deforme olmuştu. Akabinde liseye de yine Merkezde ve yine o zamanki adıyla Endüstri Meslek Lisesinde başlamışken, yaz tatilinde kazara kırdığım ayak bileğim sayesinde (her şerde bir hayır vardır) Lüleburgaz Devlet Hastanesinde geçirdiğim iki büyük operasyon sebebiyle, liseye başlamışken bir yıl ara vermek zorunda kaldım. 
Sonrasında hayatta ‘engel’ diye bir kelime olmadığını her şeyin bir zamanı olduğunu, her cümleye umutla başlanması gerektiğini öğrendim. Geçirdiğim operasyonlar olumlu sonuçlanmış, deformasyon düzeltilmiş ve ayak tabanlarım artık yere düzgünce basabilir duruma gelmişti. Değnek yardımıyla da olsa tekrar adım atabilmek eşsiz bir duyguydu. Bilgisayar bölümünde yine başarılı sayılacak bir üç yıldan sonra 2002 yılında liseyi de bitirmiştim. Bir yıl boş geçen süreden sonra 2003 yılında özel bir şirketin üretim planlama bölümünde programcı olarak bir buçuk yıl süren ilk iş deneyimimi yaşadım. Sonrasında şirket küçülmeye gidince karşılıklı anlaşmayla işten ayrıldım. 2004 yılında Kırklareli'de ilk kez kurulan Kırklareli Bedensel Engelliler Basketbol Takımının hem kurucu üyesi hem de ilk sporcusu olmuştum. Bu süreçte ‘Engelli Arkadaşları!’ ve ailelerini, ‘Bireyleri! Sporla motive etmenin ve sosyal etkinliklerle hayatın zor değil aksine her durumda insanların başarılar, hem de çok büyük başarılar yakalayabileceği konusundaki telkinlerimizle’, hayatta bir engel olmadığını anlatmaya çalıştık. Başardıkta... Spor hayatım devam ederken, 2005 yılında Eskişehir Açık Öğretim Fakültesinin Kamu Yönetimi Bölümünde Üniversite eğitimime başlamışken, bir yıl sonra da 2006 yılının Temmuz ayında; Kırklareli Devlet Hastanesinde, Veri Giriş Personeli olarak işe başlamıştım. 
Sonraları yine hayatın sınavları… 2006 yılından 2009 yılına kadar toplam on iki operasyon geçirdim. Spina Bifida’nın etkisiyle zayıflayan duyularım yüzünden açılan bası yaraları, spor hayatımı erken bitirmişti ve üniversite eğitimimi kaçırdığım sınavlar sebebiyle yarıda kesmişti. Umut ve umutsuzluk arasında gidip gelen duyguların karmaşası ve çocukluğumdan beri olan yazma merakımla yıllarca kaleme aldığım şiirler ve öyküler bu süreçte daha da yoğunlaşmıştı. Sonra fark etim ki; küçücük dünyamızda bazen zorluklar hayatımızı daha da küçük bir çembere alırken evrenin sonsuzluğu kadar kocaman hayallerimiz olabilirmiş. 
Şükürler olsun ki, 2018 yılının Şubat ayında ilk hayalimi gerçekleştirip, ilk şiir kitabım “DÜŞLER GEZGİNİ” ni Kutlu yayınevi çatısında çıkarttım. Hayatıma yer eden şiirler böylelikle bir bedene bürünüp okurlar ile buluşmuş oldu. Bu süreçte basım için benimle birlikte emek veren mesai arkadaşlarım ve her zaman yanımda olan ailemin haklarını ödeyemem. 
Akabinde sekiz ay sonra 2018 Kasım ayında, ikinci şiir kitabım “BULUTLARIN DANSI” yayımlandı. 
Bu kervana insan bir defa girdiğinde çıkmayı asla düşünmüyor. Yazarlık sıfatı benim için en özel yerlere; ismimin önüne ve ruhuma artık işlemişti. Birikimler içeride eriyip gitmiyor ve kaleme gelip can buluyordu. 
Durmayı düşünmüyordum ve bunun neticesinde 2019 Nisan ayında üçüncü kitabım TURUNCU RADYO, bu kez öykü formatında yine Kutlu Yayınevi ile okurlarla buluştu. 
İnsan, umutla başlayıp inançla yol alınca; yaşarken başaramamak söz konusu değilmiş, bunu kesinlikle öğrendim. Halen yeni çalışmalarım devam etmektedir. Umuyorum ki okurları memnun edecek nice betikler kaleme gelecektir. 
Bu dünyada dürüstçe var olduktan sonra, Yaradan'a şükretmeyi bildikçe insanoğlunun önün hiçbir engel duramaz... 
“Derdin bile dürüstse eğer, dermanın nefesin kadar yakındır, emin ol…”
 Her şeye şükretmeliyiz…

Sitemizde olmayan özel haberler sosyal medya hesaplarımızda !

Personel Sağlık NET'i İnstagramda Takip Etmek İçin Tıklayın

Personel Sağlık NET'i Facebookta Takip Etmek İçin Tıklayın 

Personel Sağlık NET'i Twitter'dan Takip Etmek İçin Tıklayın

Editör: TE Bilisim