Kamuoyuna zorunlu açıklama!

Türkiye'mizde kimin ne zaman ne sebeple gündem olabileceğini ancak Allah bilir!

13 yıl önce gerçekleşen ve o zaman bir algı operasyonunun bir parçası gibi kullanılan bir haberin farklı mecralarda tekrar kullanımı nedeni ile Türkiye ve yurtdışından birçok meslektas ve arkadaşım beni bilgilendirdi. Buradan hareketle kendi mecralarımda konu hakkında bir bilgilendirme cevabı yazmak lüzumu his ettim.

Söz konusu olgu 3.5 yaşında bir kız çocuğu. Olgu doğumdan sonra mesane extrofisi nedeni ile Tokat da bir başka hekim tarafından ameliyat edilmiş ve başarısız sonuçlanmış idi. Çocuğumuzun operasyonunda hem söz konusu bu ağır doğumsal anomalinin rekonstrüktif tedavisi için 4 ayrı büyük ameliyatın (mesane ogmentasyonu+ mesane boynu tamiri+iki tarafli Cohen antireflu prosedürü ve Malone-MACE Ameliyatı) tek seansta yapılması planlandı. Gerçekleştirilen ameliyatın toplam süresi 14,5 saat sürmüş olup cerrahi ekip 9. saatte ameliyata, hasta başında başka bir hekim olmak kaydı ile, 15-20 dk ara vermiştir. Bu "bilinçli mola" ekip içinde oruçlu olan cerrahlar nedeni ile iftar saatine getirilmiştir. Aynı ekip moladan sonra ameliyata 5 saat daha devam etmistir.

Ameliyat ve sonrası hicbir sorun olmamış ve hasta yaklaşık 20 gün sonra şifa ile taburcu olmuştur. Halen de hastanın klinik iyilik hali devam etmektedir.

Bu tür büyük rekonstrüktif ameliyatlar işin doğası gereği uzun sürer. Meslek hayatınımın 6,5 yılı Paris ve Boston da büyük tıp merkezlerinde gecti. Paris-Necker Enfants Malades (Prof. Dr. Henrie Lottman) ve Boston-Childrens Hospital (Prof.Dr. Hardy Hendren) ile yüze yakın benzeri kompleks ameliyata girmişimdir. Bazıları 22 saat sürmüş bu ameliyatlarda her 5-6 Saatte ara verilmesi bir rutin uygulamadır. Bu ara cerrahi ekibin ihtiyacı kadar hasta iyiliği icin de vaz geçilmez bir gerekliliktir.

[ ] Konunun ülkemizde ele alınış biçiminin "talihsizligi" söz konusu ameliyatın Ramazanda olması nedeni ile bu molanın iftar saatine rastlamış olmasıdır. Bu da bizim ülkemiz konjonktüründe duruma göre 13 yıl sonra bile amaca göre kullanılabilecek bir duruma dönüşebilmektedir. Bilinmesini isterim ki bu tür ameliyatları yapmaya devam etmekteyim ve hemen her 6 saatlik operatif süre sonrasında 15-20 dk mola vermeye devam ediyorum. Bu mola sırasında hiçbir hastamız hekim kontrolu dışında bırakılmaz, takip altında bir ara yapılır. Bilinmesini isterim ki dünyanın iyi merkezlerinde de bu durum farklı şekillerde uygulanmaz!
Bu tur Rekonstruktif Cerrahi prosedürlerden uzak hekim arkadaşlarıma bile " ameliyatta mola vermenin" şaşırtıcı bir tablo gibi görülmesini doğal karşılarım. Ancak " bir konuda yeterli bilgi sahibi olmadan yargı sahibi olmanın sakıncalarını" hatırlatmak isterim.

Takip etmedigim bir yalan- trol haber/video montaji (Nihat Hatipoglu: "ameliyata namaz arasi") sonrasinda bu haber ile irtibatlandirilmak ve bazı mecralarda 13 yıl sonra tekrar konu olmaktan dolayı gerçekten üzgünüm. Tibbi/Cerrahi konularda bilgisi kısıtlı vatandaşın gündemine bu konunun bu şekilde getirilmesi hem cerrahi ekibe hem de muhatap insanımıza yapılan bir haksızlıktır!

Kamuoyuna saygılarımla arz ederim.

Prof. Dr. Ali ihsan Dokucu
Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi
Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi kliniği

Editör: TE Bilisim