Türkiye’yi idare edenlerin en fazla övündükleri işlerden biri de sağlık sisteminde yapılan değişikliklerdir.

Geçmişte saatlerce ilâç kuyruğunda bekleyenlerin, ilâçlarını istedikleri eczaneden alabilmesi elbette takdire şayan bir değişiklikti. Nitekim iktidar, bu iyileştirmelerin karşılığını da fazlasıyla aldı.

Sağlık sisteminde yapılan iyileştirmeler zamanla gevşemeye başladı ve muayene ve tedavi noktasında sıkıntılar arttı. İdareciler vatandaşın şikâyetlerine kulak asmaz hale geldi. Onlara sorulsa her şey ‘çay yeşili’, ama gerçek durum öyle değil. Yolu hastanelere düşenler çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyor ve bu sıkıntılar aşılabilmiş değil.

Sosyal medyada paylaşılan bir hastane notu, umumî hal ve gidişe örnek gösterilebilir. Temmuz ayı içerisinde biz de bir vesileyle burada bahsedilen hastaneye bir yakınımızı götürmüş ve benzer sıkıntılara şahit olmuştuk. Bir hasta yakını, yaşananları şöyle özetlemiş: “Çok sık hastaneye gitmeyen birisi olarak bugün (Rize) Eğitim Araştırma Hastanesi’nden edindiğim tecrübeyi paylaşmak isterim. İsim yapmış başarılı doktorun daha fazla hastası olmakta ve herkes profesöre görünme telâşında. Her poliklinikte aynı cihazlar bulunsa belki de sorun çözülür.

“Hasta tedavi sırası oluşturma, hizmet alma konusunda ciddî sıkıntılar var. Bu da Sağlık Yönetimi’nin profesyonelce yapılmadığını göstermekte. Adam kayırma, öncelik tanıma vb. konularda yapılan haksızlıklar insanların olmayan adalet duygusunu daha da zedelemekte. Büyükşehirlerdeki yoğunluk ve erişim zorluğu dolayısıyla yaz dönemlerinde insanlar memleketlerindeki hastaneleri tercih etmekte, bu da küçük illeri zorlamaktadır. Yaşlılar için artık Geriatri Hastanesi düşünülmeli, hastalar ağırlıklı olarak 65 yaş üstü fertlerden oluşmakta. Hasta bekleme alanları ve oturma yerleri yetersiz, ortalama 2 saat ayakta muayene sırası beklenmekte. Sistemi daha insancıl kılmak için bence tebdil-i kıyafet yöneticiler sürekli birimleri dolaşmalıdır.” (Zeki Karataş [Facebook sayfası], 5 Ağustos 2019)

Ülkemiz artık genç değil, yaşlı bir ülke olmak üzere. Dolayısıyla yaşlılar için artık Geriatri Hastanesi, yani ‘yaşlılıkla ilgili özel bölümler, hastaneler gündeme gelmeli. Peki, ‘ortalama 2 saat ayakta muayene sırası beklenmek’ akla değil, hayale uygun mudur? Niçin ihtiyaç kadar oturma yeri hazırlanmaz? Aynı hastanede bizim de dikkatimizi çeken başka bir mesele de, yine yaşlıların kullandığı ‘tekerlekli sandalye’ sayısındaki yetersizliktir. Hasta yakınları adeta ‘tekerlekli sandalye’ kapma yarışına giriyorlar. Öyle olup olmadığını görmek isteyenler adı geçen hastaneye gidip bakabilir. Ya da yaşlı hastaların yakınlarına telefon edip sorulsun...

İşte çare: “Tebdil-i kıyafet yöneticiler sürekli birimleri dolaşmalı.”

Tebdil-i kıyafet denetlemenin işe yaradığını gösteren bir haber şöyle: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, “Hasta bakılmıyor” şikâyeti üzerine kıyafet değiştirip

hasta gibi (üniversiteye bağlı olan) Kuşadası International Dent Care diş polikliniğine gitti. Çalışanların, ‘Hasta bakmıyoruz, doktorlar izinli, başka hastaneye gidin’ yönündeki sözleri üzerine rektör olduğunu açıklayan Aldemir, hastaneyi kapattı.” (ahaber.com.tr, 2 Ağustos 2019)

Tebdil-i kıyafet gezi ve denetleme ihtiyacı sadece sağlık sektörü ve hastaneler için değil, bütün işler için şarttır. Daha da önemlisi idareci ve siyasetçiler makamlarından çıkıp halkın içine girmeli, dertlerini birinci ağızdan dinlemeli.

Bu çağrıları, bu teklifleri duyan olur mu o da başka mesele...

Kaynak: Faruk ÇAKIR-Yeni Asya

Editör: TE Bilisim