Elazığ kamuoyu henüz İl Özel İdaresindeki bürokrat alımlarının nedenini öğrenememiş,

Alınan bürokratların yerine birinin neden atanmadığını hala çözememiş,

Ve alınan bürokratların yerine gelecek kişinin belirlenmeden bu kıyımın neden yapıldığına anlam verememişken ikinci bir kriz ile baş başa kalmanın şaşkınlığını yaşıyor.

Genel Sekreter Sayın Sabuncu'dan sonra, Fethi Sekin Şehir Hastanesi Başhekimi Sayın Doç. Dr. Savaş Öztürk de namlunun ucunda.

Bayram öncesi dedikodular henüz başlamışken böyle bir söylentinin olduğunu dile getirmiş, olası bir durumda Elazığ ikinci bir sebepsiz görevden alım vakasını kaldıramaz diye uyarılarda bulunmuştuk.

Uyarılarımızın dikkate alınıp alınmadığını bilmesek de bu alım dedikoduları kısa süre içerisinde ayyuka çıktı ve Sağlık İl Müdürlüğü tarafından iki ayrı açıklama yapılarak kamuoyu bilgilendirildi.

Bu açıklamalardan ilkinde Sayın Başhekimin görevinden istifa ettiği bildirildi, Başhekim tarafından “istifa etmedim” karşılığı geldikten sonra da yapılan ikinci bir açıklamada; “Başhekimle konuşulup sıkıntılardan dolayı istifasının istendiği” minvalinde bir açıklama yapıldı.

Bu açıklamalar yapılıp kamuoyu merakta bırakıldığı günlerde Başhekim Sayın Doç.Dr. Savaş Öztürk bir haftalık izin almış ancak istifa etmemişti.

Çıkan haber ve dedikodulardan sonra Ak Parti yöneticilerden aldığımız bilgiler ışığında görevden istifa ettirilmek istenmesinin altında yatan sebeplerin de siyasi değil idari olduğu belirtildi.

Güya Sayın Başhekim hakkında hastanedeki işleyiş ile ilgili sıkıntılar varmış ve özellikle ultrason konusunda ileri tarihlere verilen sıralardan dolayı vatandaş ziyadesiyle tepkili olup, Sağlık İl Müdürlüğüne şikayette bulunmuşlarmış...

...muş, ...mış'tan gerekçeler yani....

Peki gelinen noktada vatandaşın şikayeti gerçekten var mı, var...

Ultrason sıralarıyla ilgili, çok ileri tarihlere randevular veriliyor mu, veriliyor...

Bu ileri tarihlere verilen randevulardan dolayı vatandaş rahatsız ve bu rahatsızlıktan dolayı da şikayetçi mi, evet rahatsız ve şikayetçi..

Peki, bütün bunların müsebbibi veya suçlusu Sayın Başhekim mi, bana göre asla değil.

Neden?..

Ultrasonlara bakan doktorların sayısı yeterli değil de ondan.

Koskoca Fethi Sekin Şehir Hastanesindeki Ultrason doktorlarının yani Radyologların sayısı ne yazık ki; 7…

Oysa hastane yeni yerine taşınmadan eski Devlet Hastanesi olarak bilinen yerdeki Radyologların sayısı 14 idi.

Küçük hastanede 14 radyolog bu şehre hizmet verirken, büyük ve sözüm ona prestijli Fethi Sekin Şehir Hastanesinde bu sayı 7’ye düşürüldü.

Üstelik radyologların ultrasona bir gün bakıp bir gün bakmadığı da iddialar arasında.

Sebep; haklı olarak ücret yetersizliği…

Nereden biliyoruz, bu süre zarfında bu problemin izale edilmesi için Sağlık İl Müdürü Sayın Doç.Dr. Cahit Polat’ın hastanede toplantı yaparak radyologlara; “Fazla hasta bakmaları halinde fazla mesai verme” taahhüdünde bulunmasından biliyoruz.

Dolayısıyla günde 20 – 30 ultrasona bakan radyologlar bu sayıyı arttırmayı kabul etmişler ve problem kısmi olarak çözülmüş.

Yani demem o ki; buradaki sıkıntı farklı ve bu farklılıktan dolayı da bir bürokratın görevden alınması, zaten sıkıntıları had safhada olan Fethi Sekin Şehir Hastanesini çıkmaza sürükler.

Bu sorunun çözümü kimse kusura bakmasın ama Başhekimi görevden almakla değil o hastanede radyologların sayısını arttırmakla olur.

Evet, bu şehir bunu hak etmiyor beyler.

Üzerinden fazla bir zaman geçmedi…

İl Özel İdaresindeki otorite boşluğundan kaynaklı hizmetlerin ne kadar aksadığını ve bu bürokrat alımlarından dolayı siyasetçilerin kamuoyunda ne kadar sıkıntı yaşadığını 6 Nokta Körler Derneğinin değerli üyeleri bile görüp hayrete düşerken bizim etkin ve yetkin bürokrat ve siyasetçilerimizin görmemesi akıllara ziyan olur.

Bu şehrin ikinci bir bürokratik krizi daha kaldıracağını sanmıyorum.

Zira bütün bunlar her ne kadar siyasetçilerimizin; “Bu karar siyasi değil idaridir” deyip topu taca atmalarıyla savsaklansa da artık bu millet bunu yemiyor.

Vasıfsız İş-Kur elamanlarının alımında bile siyasetçilerin ahkam kestiği bir şehirde koskoca bir Hastane Başhekiminin istifa ettirilmesi, Başhekim istifa etmeyince de gerekçeli karar yazılarak Bakanlık tarafından görevden alınmasının sağlanmaya çalışılması siyasi irade hiçe sayılarak yapılmaz.

Yapılması bu şehirde siyasilerin daha doğrusu milletvekillerinin kendi atadıkları bürokratlar tarafından dişlerinin sayılması anlamına gelir.

Onun için Vasıfsız eleman alımlarında bile etkin olan milletvekillerinin bu konuda; ''İrademiz dışında bir gelişme'' şeklinde açıklama yapmaları pek de inandırıcı değil.

Gülerler adama!..

Bedeli ağır olacak bu ikinci krizin faturasının kendilerine kesilmesini istemiyorlarsa; milletvekillerinin bu görevden alınmaya defans olmaları gerekmektedir.

Kaynak: M.Nafiz KOCA -www.gunisigigazetesi.net

Editör: TE Bilisim