Sağlık teşkilatlarında çalışanların sözleşmeli idareci uygulamasıyla mağdur edildiğine dikkat çeken TAŞKIN, özellikle sağlık teşkilatlarında sözleşmeli idareci uygulamasının hizmetin aksamasına ve personel ayrımcılığına neden olduğunu söyledi.

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip TAŞKIN’ın açıklaması şöyle:

“2011 Yılında yürürlüğe giren 663 Sayılı KHK ile sağlık teşkilatlarında kadrolu idareci uygulamasına son verilerek sözleşmeli idareci uygulamasına geçildi. Uygulamanın sağlık teşkilatlarında verimi düşürdüğünü ve beraberinde pek çok problemi ortaya çıkardığını defalarca söyledik. Devlet, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini sağlık teşkilatları dışındaki diğer kamu kuruluşlarının biçimine bakmadan sözleşmeli idareci eliyle yürütebilir. Sağlık teşkilatlarının bunların dışında tutulmasını istememizin nedeni ise insan sağlığı üzerine 7/24 kamu hizmeti verilmesidir. Bu hizmet aksamadan verilmelidir; insan sağlığıyla ilgili mal ve hizmetler kurumu zarara uğratmadan en yararlı ve en ekonomik halde temin edilmeli; zamanında ve en verimli haliyle sunulmalıdır. Bunlar yapılırken ekonomik, mali, teknik, hukuki ve idari hususlar da dikkate alınmalı ve çalışanların iş verimini, moral ve motivasyonunu artırıcı tedbirlerle hizmet sunulmalıdır. Bu hizmetler verilirken Anayasa ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun hükümlerine uyulmalıdır.

Bazı hastane yönetimlerinin keyfi uygulamaları, şiddet, mobing, hasta yoğunluğu, ötekileştirilme, sendika ayrımcılığı gibi nedenlerle sağlık çalışanları bulundukları ilden ayrılmak için tayin talebinde bulunuyorlar. Zira sağlık çalışanlarının idari ve sosyal problemlerini çözebilecek bir yetkili bulamıyorlar. Bazı sözleşmeli idareciler, çalışanların sorunlarını dinlemiyor; kibir hastalığına yakalanmış bazı sözleşmeli idareciler çalışanları kapı dışarı ediyor! Sağlık çalışanı derdini anlatabilmek için en az 3 kapıdan geçmek zorunda. Amir çok çözüm üretecek kimse yok. Bazı sözleşmeli idarecilerin inisiyatif kullanarak torpil yaptığı kişiler masa başında çalışırken, torpili olmayanlar çok çalışarak eziliyor. İdareciler şikâyet edilemiyor, çünkü şikâyet edildiklerinde cezalandırma yöntemini seçiyorlar.

Defalarca söyledik; yetkili sendikanın, siyasetin ve teşkilat idarecilerinin referanslarıyla iyi yerlerde çalıştırılanlar sağlık çalışanlarını bezdirmiş durumda. Liyakatsiz sözleşmeli idareciler yüzünden sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonu bozulmuş, işe, iş yerine karşı isteksiz hale getirilmişlerdir. Bu nedenle sözleşmeli idareci uygulamasının getirdiği başlıca sorunları tartışmaktan çekinilmemelidir. Çalıştığı kurumun mevzuatını bilmeyen kişiler eliyle yürütülen hizmetlerde aksama meydana gelmektedir. Siyasi ve sendikal referanslarla idareci olanların çalışanları ötekileştirdiği, ayrımcılık yaparak işe ve iş yerine karşı olumsuz yaklaşımlara neden oldukları gözlenmektedir. 2’nci yılın sonunda sözleşmesi sona eren ve yeniden sözleşme imzalayamayan idarecilerin büyük çoğunluğu eski görev yerlerine dönmemekte ve hastanenin en rahat yerlerinde “bankamatik memuru” gibi çalışmaktadırlar. Sözleşme süresi sona eren idarecilerin yerine yenisi gelmekte; bu idareci yeni görevine alışana ve öğrenene kadar da hem kendisi zarar görmekte, personel yıpranmakta ve hizmet aksamaktadır. Dolayısıyla hizmetin gecikmesi demek hizmeti alan halkın zarar görmesi demektir. Sözleşmeli idareci, 2’nci yılın sonunda sözleşmesinin yenilenip yenilenmeyeceğini bilemediğinden kendisini görevine verememekte ve kendisini geliştirememektedir. Kendisini geliştiremeyen bir idareci maiyetinde çalışanları da geliştiremez ve motive edemez. Bu gerekçelerin dikkate alınması zorunludur. Sözleşmeli idareci uygulamasından vazgeçilerek sağlık teşkilatlarında uzun yıllar çalışarak tecrübe kazanmış ve sınavlarda başarılı olmuş memurlar eliyle bu hizmetin ifasında kamu yararı vardır.”

Editör: TE Bilisim